29 Ekim 2009 Perşembe

Bayramınız kutlu olsun...

"Cumhuriyet yönetimi, ülkemizin en uzak köşesine kadar büyük bir heyecanla ulaştı, kabul gördü. Millet; cumhuriyetin,Türk vatanını asırların kötü yönetiminden kurtaracak ve ülkeyi lâyık olduğu gelişme seviyesine ulaştıracak yegâne yönetim şekli olduğunu anladı. Millet, cumhuriyetin şu anda ve gelecekte her türlü tehlikeden korunmasını talep etmektedir. Milletin talebi, cumhuriyetin denenmiş, sınanmış ve olumlu sonuçları alınmış bütün esaslara bir an evvel ve tam anlamıyla geçilmesi şeklinde ifade edilebilir. Yüksek Meclisin büyük bir önem vererek uğraştığı teşkilâtı esasiyede (Anayasa'da), milletin talebini karşılamak hepimizin görevidir. Diger taraftan, hükûmetin görevi, gelişmiş ve medenî yönetimin bütün gereklerini anlaşılır ve çok hızlı bir şekilde ülkemizin tamamında uygulamak, aksaklıkları gidererek geliştirmektir" (M. Kemal Atatürk'ün 1 Mart 1924 günü TBMM'nde yaptığı konuşmadan).

Bütün ulusumuzun Cumhuriyet bayramını kutlarım.

7 Ekim 2009 Çarşamba

Eskişehirli sürücülere yasak yok...

Yazıya "Humanius est deridere vitam quam deplorare" ifadesini Seneca'dan ödünç alarak başlamak istiyorum. - "Hayata gülmek, hayat için ağlamaktan daha uygar bir davranıştır" anlamına karşılık geliyor. Son dönemde yaşadıklarım Ege Cansen Hocamızın bir zamanlar İstanbul için kaleme aldığı bir yazıyı hatırlattı. Aşağıda bu yazıdan aldığım hızla Eskişehirliler için yaptığım bir uyarlamayı okuyacaksınız. Okuyunca bozulmaca, darılmaca, gücenmece yok. Hem biz Nasreddin Hoca'nın torunları değil miyiz ki...

Belediye Meclisi, polis makamları, trafiği kontrol veya düzenlemekle yetkili başka herhangi bir makamın emri ile veya onlar tarafından, motorlu araç sürücülerine delalet için, herhangi bir yol üzerine veya yanına yerleştirilmiş, yazılmış veya çizilmiş “Durmak veya Beklemek Yasaktır” veya “Park Etmek Yasaktır” levhalarına riayet etmemek. Eskişehir’de Eskişehirlilerce adeta alışkanlık haline getirilmiştir. Halbuki park yasağı koyma ve sabit para cezası kesme yerel ortak gereksinimi karşılamak için yapılan bir iştir. Buradan yetkililere sesleniyorum.

1. Eskişehir Büyükşehir sınırları içinde, yolların kenarına dikili bulunan bütün "park edilmez" ve"durulmaz" levhalarını kaldırın.

2. Trafik kanununda veya diğer mevzuatta yer alan park yasağı ile ilgili tüm maddeleri iptal edin.

3. Usulsüz şekilde park edilmiş arabaları çeken bütün araçları başka hizmete tahsis edin.

4. Tüm trafik teşkilatına "bundan böyle Eskişehir’de park edilmez veya durulmaz diye bir yasak türü kalmamıştır; sürücüleri bu nedenle rahatsız etmeyin" diye genelge yayınlayın.

5. Dolmuş ve halk otobüslerinin trafik içinde ayrıcalığı vardır; sürücüler canlarının istediği yerde durur; yolcu alır veya indirebilir diye ilan edin.

6. Durmak ve park etmek yasak levhalarının olduğu tek yönlü caddede yolun her iki tarafına üstelik ikişer sıra park edebilirsiniz. Okul önü, dolmuş durağı hak getirsin deyin…

7. Garın önünden geçilmez, buralar yolcu karşılamak isteyen özel araç sürücülerinin ve yolcu kapmak isteyen ticari taksilerin harman olduğu yerler deyin de vatandaş es kaza oralardan geçip can ve mal güvenliğini tehlikeye atmasın…

Kısaca, Eskişehir’de isteyen, istediği yere aracını gönül huzuru içinde park etsin. Park ettiği yer, okul önü, itfaiye çıkışı, ambulans girişi, otobüs durağı, park edilmesin diye özellikle daraltılmış köşe başı, ana arter, birinci derece acil tahliye yolu, kaldırımların tam veya yarım üstü, ikinci sıra, üçüncü sıra diye düşünmesin. Canı nerede durmak istiyorsa dursun. Canı nerede park etmek istiyorsa, etsin. Alışverişini yapsın, arkadaşını ziyaret etsin, işini görsün, civardaki lokantada iki lokma yemek yesin ve bunları yaparken "acaba aracımı yanlış yere mi park ettim" diye düşünüp huzursuz olmasın. Vatandaş rahat etsin. Zaten yetersiz kapalı veya açık otoparklara park ücreti ödemekten kurtulsun Hayat ucuzlasın. Netice itibariyle bu ülke, bu milletin değil mi? Vatandaşa, kendi vatanında, aracını istediği yere park etme hakkı çok görülmesin...

* * *

Tüm bunları kendi menfaatim için yazıyorum. Çünkü ben de bunları yapmak istiyorum. Korkaklığımdan "park yasaktır" veya "durulmaz" levhası görünce yapamıyorum. Ama bu levhaları ve kuralları hiç takmayan, aracını istediği yere istediği zaman park eden, özgürlüğünü doya, doya; tepe, tepe kullanan hemşerilerim var. Bu hanımları ve beyleri çok kıskanıyorum. Ben de onlar gibi olmak istiyorum. Ama yapamıyorum ve hasetten çatlıyorum. Yukarıdaki taleplerim kabul edilirse, çok rahatlayacağım. Park edecek yer bulamam, arabam başıma bela olur diye birçok yere taksiyle gitmekten kurtulurum. Ezkaza arabamı almışsam, gittiğim semtte, park yeri bucağım diye dünyanın vaktini kaybetmem. Sonunda hem uzağa park edip, hem de para ödemek zorunda kalmam.

* * *

Argo Kullanımı

  Türkçede küfürle karışık sevgi, övgü ifadeleri vardır. Görünüşte çok masum gelen, üzerinde düşününce de derin anlamlar içeren kelimeleri b...