Değerli Öğretmen
Arkadaşlarım,
Öğretmenler günü, öğretmenlik mesleğini icra eden kimseleri
onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir kutlama günüdür.
Almanya’ya
geldiğimden bu yana, akıp giden zamanı düşünüyor; geride kalan ömrüme ve
çevremdeki insanlara bakıyorum; nefsinin isteklerine boyun eğen; adeta yaptığı
işin kölesi gibi davranan, para kazandıkça ahlaki değerlerini aşındıran kimi
insanları gözlüyorum. Oysa kimseye yar olmadı dünyanın malı, mülkü. Her solukta
bir an eksiliyor ömrümüzden; Türkiye’den geldiğimden bu yana pek çok arkadaşım,
sevdiğim Cenab-ı Hakk’ın rahmet ve mağfiretine duçar oldu. İyi de kötü de göçüp
gidiyor. Allah geride kalanların ömrüne
bereket, anılarını yaşatacak güç versin; ülkemizi güvenli kılsın.
Bu insanların içinde onları eğitmeye çalışan öğretmenleri ve onların yanı sıra
kendine ve ötekine zarar vermeden hayat mücadelesi verenleri korusun. Bin bir
özveri ile görev yapmaya, yokları var etmeye çalıştığımız bu ortamda öğretmen
arkadaşlarımızın içindeki mesleki heyecanı nasıl yaşatabildiklerini imrenerek,
takdir ve şükranla izliyorum. Her bir öğretmenimizin gayretini, içindeki yurt
ve insan sevgisini büyük özen ile anı defterime kaydediyorum.
Öğretmenlerimizin bu
süreçte içinde bulunduğu yalnızlık ve sessizliğini her geçen gün daha iyi
anlıyor; kendime gerçek öğretmenin kim olduğunu soruyorum. Gerçekten, burada
öğretmen kim ve ne iş yapar?
Siz marifetlerinizi
gül bahçesinde ötüşen bülbül gibi sergileseniz de her şeyi en iyi bildiğini
düşünen muhataplarınızın zaman zaman sizi anlamaya çalışmak yerine, kinayeli
sözlerle, aralarında kurduğu tenasüp ve tenakuzlarla sizleri adeta bir cümbüşün,
kargaşanın içine çekmeye gayret ettiklerini de dikkatle gözlüyorum. Herkesin
eğitimci, her önüne gelenin öğretmen olduğu yerde çalışmak imkânsız olmasa da
zordur. Boş keseyle gidilen pazardan, boş file ile dönüleceğini bilmeyen toplumların
ayağa kalkması kolay değildir. Kuşkunuz olmasın ki öğretmenim diye ortaya
çıkanların hiçbiri gerçek öğretmenlerin başarısını yakalayamaz; zira ekinini
yeşil biçenin harmanı güç olur.
Ciğerlere çekilen
hava ömrü uzatır; bırakılan soluk, bedeni rahatlatır. Öyleyse her bir solukta
iki nimet vardır ve her ikisine birlikte sahip olabilmek şükür etmeyi
gerektirir. Bizim için bu diyarı gurbette, sevdiklerimizden uzak, ama
ideallerimize yakın olmak güzel bir duygu olsa da vatandaşlarımıza ve
milletimize karşı duyduğumuz sorumluluğumuz, adeta Muhsin Çelebi’nin Tebriz’e
giderken üzerinde taşıdığı pembe incili kaftanın ağırlığı gibi duruyor[1].
Atatürk’ün deyişi
ile “Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler
topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. Cumhuriyet
ise fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar
ister. Yeni nesil, öğretmenlerimizin eseri olacaktır.” Bütün bu sözler, aslında
gelişmiş dünyanın bulabildiği çözümlerdir.
Bir konuya daha değinmek istiyorum. Şairin dediği gibi,
“Biz elçiyiz; elçiye zeval olmaz” Bazı velilerin, “öğrencilerinizi zaman zaman azarladığınız,
çocuklara onların hoşuna gitmeyen sözlerle hitap ettiğiniz” şeklinde
yakınmaları oluyor. Unutmayın, “Padişahın hoş görüsü ile ayıp güzelleşirmiş” Öğrencilerinize
göstereceğiniz sabır ve hoşgörünüzle zoru başarmanız hemen, imkânsızı
başarmanız ise biraz zaman alacak, o kadar.
Bilgili, bilgisiyle
davranışı uyumlu; güçlü, başarılı, yardım isteyenlerin rehberi, öğrencilerini
seven ve kollayan, vatandaşlarımızın gururu, devletimizin güç kaynağı,
geleceğimizin güvencesi olan sevgili öğretmen arkadaşlarım; Allah ömrünüzü
uzatsın; bilginizi, değerinizi ve onurunuzu artırsın; yüreğinize huzur versin.
Başkalarına ışık
verirken, bir kandil misali kendini tüketen ve terör örgütlerinin, hainlerin
tehditlerine boyun eğmeden görev yaptığı yerlerde eğitim ateşini yakarken maruz
kaldığı meş’um saldırılarda hayatını kaybederek şehit olan öğretmenlerimize de en
derin şükranlarımızı sunar; Allah’tan rahmet dilerim.
Nuh’un
kaptanlığındaki gemiye binen, denizin fırtınasından korkar mı? Eğitime gönül
vermiş bir Başkonsolos ve arkamızda yüce Türk Milleti var. Yerlerin, göklerin
ve bu ikisinin arasındakilerin Rabbi olan Allah, toprak ve rüzgâr durdukça
Türk’ü fitne yelinden korusun; birlik ve beraberliğimizi daim eylesin.
Öğretmenler günümüz kutlu olsun!