11 Kasım 2018 Pazar

İki dilli çocuklarla ilgili görüşler

Çocukların dil gelişimini desteklemek için nelerin yapılması, hangi davranışlardan kaçınılması gerektiği konusunda vatandaşlarımızdan gelen sorulara cevap ve özellikle vatandaşların kendi aralarında sıkça dile getirdiği konularla ilgili akademik görüşlerimi paylaşmak isterim. Aşağıda neredeyse şehir efsanesine dönen; kimi ortamlarda rahatlıkla ortaya atılan ve sorgulanmadan kabul edilen kimi görüşlerle ilgili kısa bir değerlendirmeye ve ardından ilgi duyanlar için bilimsel kaynaklara yer verilmiştir.

1. Tek dilli çocuklar ile çok dilli çocukların dil gelişimi arasında fark yoktur.
İlkesel olarak doğru bir görüştür. Bununla birlikte çok dilli çocukların dil gelişimi iki ayrı dili birden öğrendikleri için tek dilli çocuklara göre daha geriden başlar. Yani bu çocuklar daha geç konuşmaya başlayabilir. İki dilli çocuklar öğrendikleri dilleri konuşmaya başladıktan kısa bir süre sonra geride kalmışlıklarını telafi eder ve yaşıtları olan tek dilli çocukların dil gelişim düzeyine erişirler.

Chilla, Solveig. 2011. Bilingualer Spracherwerb. In: J. Siegmüller & H. Bartels (Hrsg.): Leitfaden Sprache-Sprechen-Schlucken-Stimme. München: Elsevier, 46-51.

2. İki dilli çocuklarla konuşurken tek bir dilde değil de iki dilde karışık konuşulması onların dil gelişimini olumsuz etkilemez.
Çocukların gelişim dönemlerinde onlarla tek bir dilde iletişim kurmak yerine iki ayrı dili karıştırarak iletişim kurmak "Code-Mixing" veya "Code- Switching" denen düzenek değiştirmek, günlük hayatın akışında son derece olağan bir durum olarak dikkati çekmektedir. Bu durum bir dilde eksikliği hissedilen bir kelimenin, kavranın diğer dilden ödünç alınması şeklinde işe yarayabilir; önemli bir dilsel iletişim gereksiniminin karşılanmasını sağlayabilir. Anlatılmak istenen bir konuda, iletişim kolaylığı bile sağlar. Bu ortamlarda büyüyen çocuklar zaman içinde her iki dildeki gelişimlerini tamamladıkça iki dili birbirinden ayırma becerisini de edinirler. Çocuğun iki dili birbirinden ayırmadan konuşmaya devam etmesi, iki dili karıştırarak kullanmasının altında ana dilini veya ikinci dildeki yetersiz dil gelişimi gibi başka nedenler olabilir. Bu nedenlerin iyi araştırılması, gerektiğinde uzman yardımı alınması gerekir.

Auer, Peter. 2009. "Competence in performance: Code-switching und andere Formen bilingualen Sprechens". In: I. Gogolin und U. Neumann (Hrsg.): Streitfall Zweisprachigkeit – The Bilingualism Controversy. Wiesbaden: VS Verlag für Sozialwissenschaften, 91-110.
Paradis, Johanne, Genesee, Fred, & Crago, M. 2011. Dual language development and disorders: A handbook on bilingualism and second language learning (2nd Ed.). Baltimore, MD: Brookes Publishing.

3. Çok dilli çocuklara göre tek dilli çocuklarda dil gelişim bozuklukları daha az görülür.
Bu doğru bir görüş değildir. Dünyada bütün çocukların % 6-8’i dil gelişim bozukluğuna sahiptir. Çocuklarda görülen bu dil gelişimi bozukluğunun çok dillilikle ilgisi yoktur. Çok dilli çocuklar için geçerli olan sorun varsa, her iki dilde de ortaya çıkan sorundur ki o da iki yaşına geldiğinde 50 kelimeden daha az sözcük dağarcığına sahip olması, iki kelimeden daha fazla uzunlukta cümle kuramaması, belli jest ve mimiklerin fazlaca tekrar edilmesidir.


4. Çocuklar önce bir dili, ana dilini doğru öğrenmeli, sonra ikinci dili öğrenmeye başlamalı
Bu görüş doğru değildir. Bilim insanları geçmiş yıllarda çocuklara iki ayrı dili aynı anda öğretmeye çalışmanın doğru olmadığını öne sürseler de günümüzde yapılan bilimsel araştırmalar, bu görüşün aksini ortaya koymuştur. Çocuklar gelişim özellikleri bakımından her iki dili de aynı anda öğrenmeye yatkın bir özelliğe sahiptir. Şartları uyan çocukların üç yaşında veya daha erken çağda ikinci bir dilin konuşulduğu ortamlara sokulmasında yarar vardır.

Chilla, Sibylle & Fox-Boyer, Annette. 2016. Zweisprachigkeit/Bilingualität. Ein Ratgeber für Eltern. 2., überarbeitete Auflage. Idstein: Schulz-Kirchner.

5. İki dilli yetişen çocukların ebeveynleri hangi ana diline sahip olurlarsa olsunlar, çocuklar okula başladığı zaman sorun yaşamaması için çocukları ile mümkün olduğunca Almanca konuşmalıdır.
Bu anlayış hatalıdır. Ebeveynler çocukları ile en iyi bildikleri dilde, yani Almanca biliyorlarsa Almanca, Türkçe biliyorlarsa Türkçe olmak üzere en iyi bildikleri dilde iletişim kurmalıdır. Çünkü çocuklar bir dili öğrenmek için iyi bir rol modele ihtiyaç duyarlar. Evde çocukları ile özellikle Almanca konuşmaya gayret eden  ailelerin Almanca dil düzeylerinin yeterli olması gerekir. Aski halde bu durumun çocukların ana dili gelişimini ve hatalı öğrenilen Almancanın okul başarısını da olumsuz etkileyeceği göz ardı edilmemelidir.  

Chilla, Solveig. 2011. Bilingualer Spracherwerb. In: J. Siegmüller & H. Bartels (Hrsg.): Leitfaden Sprache-Sprechen-Schlucken-Stimme. München: Elsevier, 46-51.
Klassert, Annegret, Gagarina Natalia. 2010. "Der Einfluss des elterlichen Inputs auf die Sprachentwicklung bilingualer Kinder: Evidenz aus russischsprachigen Migrantenfamilien in Berlin". In: Diskurs Kindheits- und Jugendforschung 4, 413-425.
Owens, Robert E. 2012. Language Development. An introduction. 8th edition. Upper Saddle River: Pearson.

6. Almanca öğrenmesini sağlamak için çocukları Kita’ya (Kindertagesstätte/kreşe) göndermek ve orada Almanca konuşulan ortama sokmak yeterli midir?
İlkesel olarak doğru bir yaklaşımdır. Ancak bu soruya cevap vermek için çocuğun Kita’ya ne sıklıkta gittiği ve okul öncesi eğitim kurumuna her gidişinde ne kadar süreyle kaldığının da bilinmesi gerekir. Esasen çocuğun mümkün olduğunca erken yaşlarda okul öncesi eğitim kurumlarına götürülmesi ve buralarda dil öğrenecek, ikinci dili ana dili olarak konuşan çocuklarla etkileşim içinde bulunacak uygun sürelerin olması ve çocukların ikinci dilin konuşulduğu ortamlara sokulması ve hayatta ikinci bir dilin varlığını görmesi gerekmektedir. Burada üzerinde durulması gereken bir diğer husus da çocukların bu ortamlarda konuştuğu Almancanın yeterliliği, kiminle olduğu ve konuşulan dilin dilsel niteliğidir. Dil yeterliliği olan bireylerin olduğu ve/veya Almancanın ana dil olarak konuşulduğu ortamlara girilmesi, çocuğun Almancayı ikinci dil olarak edinmesini kolaylaştıracağı gibi, çabuklaştıracak bir etkiye de sahiptir.

Chilla, Solveig. 2011. Bilingualer Spracherwerb. In: J. Siegmüller & H. Bartels (Hrsg.): Leitfaden Sprache-Sprechen-Schlucken-Stimme. München: Elsevier, 46-51.
Owens, Robert E. 2012. Language Development. An introduction. 8th edition. Upper Saddle River: Pearson.

Özetle
Günümüzde çok dillilik olağan, günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir. Almanya’da her üç çocuktan biri göçmen kökenlidir. Bu durumda çok dillilik hem çocuklar hem de yaşadıkları ülke ile geldikleri ülkeler açısından bir avantaja çevrilebilir. Çok dilli ortamlardaki çocuklar için ana dili kesinlikle dil gelişiminin ve öğrencinin okul başarısının önünde bir engel değildir. Aksine ana dilini bilen çocukların ikinci dili daha iyi öğrendikleri ve çok dilli çocukların geleceğinin aydınlık olduğunun bilinmesinde yarar vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Argo Kullanımı

  Türkçede küfürle karışık sevgi, övgü ifadeleri vardır. Görünüşte çok masum gelen, üzerinde düşününce de derin anlamlar içeren kelimeleri b...