Çocukların dil gelişimini desteklemek için nelerin yapılması, hangi
davranışlardan kaçınılması gerektiği konusunda vatandaşlarımızdan gelen
sorulara cevap ve özellikle vatandaşların kendi aralarında sıkça dile getirdiği
konularla ilgili akademik görüşlerimi paylaşmak isterim. Aşağıda neredeyse
şehir efsanesine dönen; kimi ortamlarda rahatlıkla ortaya atılan ve
sorgulanmadan kabul edilen kimi görüşlerle ilgili kısa bir değerlendirmeye ve
ardından ilgi duyanlar için bilimsel kaynaklara yer verilmiştir.
1. Tek dilli çocuklar ile çok dilli
çocukların dil gelişimi arasında fark yoktur.
İlkesel olarak doğru bir görüştür. Bununla birlikte çok dilli çocukların dil
gelişimi iki ayrı dili birden öğrendikleri için tek dilli çocuklara göre daha
geriden başlar. Yani bu çocuklar daha geç konuşmaya başlayabilir. İki dilli
çocuklar öğrendikleri dilleri konuşmaya başladıktan kısa bir süre sonra geride
kalmışlıklarını telafi eder ve yaşıtları olan tek dilli çocukların dil gelişim
düzeyine erişirler.
Chilla, Solveig.
2011. Bilingualer Spracherwerb. In: J. Siegmüller & H. Bartels
(Hrsg.): Leitfaden Sprache-Sprechen-Schlucken-Stimme. München:
Elsevier, 46-51.
2. İki dilli çocuklarla konuşurken tek bir dilde değil de
iki dilde karışık konuşulması onların dil gelişimini olumsuz etkilemez.
Çocukların gelişim
dönemlerinde onlarla tek bir dilde iletişim kurmak yerine iki ayrı dili
karıştırarak iletişim kurmak "Code-Mixing" veya "Code-
Switching" denen düzenek değiştirmek, günlük hayatın akışında son derece
olağan bir durum olarak dikkati çekmektedir. Bu durum bir dilde eksikliği
hissedilen bir kelimenin, kavranın diğer dilden ödünç alınması şeklinde işe
yarayabilir; önemli bir dilsel iletişim gereksiniminin karşılanmasını
sağlayabilir. Anlatılmak istenen bir konuda, iletişim kolaylığı bile sağlar. Bu
ortamlarda büyüyen çocuklar zaman içinde her iki dildeki gelişimlerini
tamamladıkça iki dili birbirinden ayırma becerisini de edinirler. Çocuğun iki
dili birbirinden ayırmadan konuşmaya devam etmesi, iki dili karıştırarak
kullanmasının altında ana dilini veya ikinci dildeki yetersiz dil gelişimi gibi
başka nedenler olabilir. Bu nedenlerin iyi araştırılması, gerektiğinde uzman
yardımı alınması gerekir.
Auer, Peter. 2009.
"Competence in performance: Code-switching und andere Formen bilingualen
Sprechens". In: I. Gogolin und U. Neumann (Hrsg.): Streitfall
Zweisprachigkeit – The Bilingualism Controversy. Wiesbaden:
VS Verlag für Sozialwissenschaften, 91-110.
Paradis, Johanne,
Genesee, Fred, & Crago, M. 2011. Dual language development and disorders: A handbook on
bilingualism and second language learning (2nd Ed.). Baltimore,
MD: Brookes Publishing.
3. Çok dilli çocuklara göre tek dilli çocuklarda dil
gelişim bozuklukları daha az görülür.
Bu doğru bir görüş değildir. Dünyada bütün çocukların % 6-8’i dil gelişim
bozukluğuna sahiptir. Çocuklarda görülen bu dil gelişimi bozukluğunun çok
dillilikle ilgisi yoktur. Çok dilli çocuklar için geçerli olan sorun varsa, her
iki dilde de ortaya çıkan sorundur ki o da iki yaşına geldiğinde 50 kelimeden
daha az sözcük dağarcığına sahip olması, iki kelimeden daha fazla uzunlukta
cümle kuramaması, belli jest ve mimiklerin fazlaca tekrar edilmesidir.
Scharff Rethfeld,
Wiebke. 2013. Kindliche Mehrsprachigkeit: Grundlagen und Praxis der
sprachtherapeutischen Intervention. Stuttgart: Thieme.
4. Çocuklar önce bir dili, ana
dilini doğru öğrenmeli, sonra ikinci dili öğrenmeye başlamalı
Bu görüş doğru değildir. Bilim insanları geçmiş yıllarda çocuklara iki
ayrı dili aynı anda öğretmeye çalışmanın doğru olmadığını öne sürseler de günümüzde
yapılan bilimsel araştırmalar, bu görüşün aksini ortaya koymuştur. Çocuklar gelişim
özellikleri bakımından her iki dili de aynı anda öğrenmeye yatkın bir özelliğe
sahiptir. Şartları uyan çocukların üç yaşında veya daha erken çağda ikinci bir
dilin konuşulduğu ortamlara sokulmasında yarar vardır.
Chilla, Sibylle
& Fox-Boyer, Annette. 2016. Zweisprachigkeit/Bilingualität. Ein Ratgeber für Eltern.
2., überarbeitete Auflage. Idstein: Schulz-Kirchner.
5. İki dilli yetişen çocukların ebeveynleri hangi ana
diline sahip olurlarsa olsunlar, çocuklar okula başladığı zaman sorun
yaşamaması için çocukları ile mümkün olduğunca Almanca konuşmalıdır.
Bu anlayış hatalıdır. Ebeveynler
çocukları ile en iyi bildikleri dilde, yani Almanca biliyorlarsa Almanca,
Türkçe biliyorlarsa Türkçe olmak üzere en iyi bildikleri dilde iletişim kurmalıdır.
Çünkü çocuklar bir dili öğrenmek için iyi bir rol modele ihtiyaç duyarlar. Evde
çocukları ile özellikle Almanca konuşmaya gayret eden ailelerin Almanca dil düzeylerinin yeterli olması
gerekir. Aski halde bu durumun çocukların ana dili gelişimini ve hatalı
öğrenilen Almancanın okul başarısını da olumsuz etkileyeceği göz ardı
edilmemelidir.
Chilla, Solveig.
2011. Bilingualer Spracherwerb. In: J. Siegmüller & H. Bartels
(Hrsg.): Leitfaden Sprache-Sprechen-Schlucken-Stimme. München:
Elsevier, 46-51.
Jenny, Claudia.
2008. Sprachauffälligkeiten bei zweisprachigen Kindern. Ursachen,
Prävention, Diagnostik und Therapie. Bern: Huber.
Klassert, Annegret,
Gagarina Natalia. 2010. "Der Einfluss des elterlichen Inputs auf die Sprachentwicklung
bilingualer Kinder: Evidenz aus russischsprachigen Migrantenfamilien in Berlin".
In: Diskurs Kindheits- und Jugendforschung 4, 413-425.
Owens, Robert E.
2012. Language Development. An introduction. 8th edition.
Upper Saddle River: Pearson.
6. Almanca öğrenmesini sağlamak için çocukları Kita’ya (Kindertagesstätte/kreşe)
göndermek ve orada Almanca konuşulan ortama sokmak yeterli midir?
İlkesel olarak doğru bir yaklaşımdır. Ancak bu soruya cevap vermek için çocuğun Kita’ya ne sıklıkta gittiği ve okul
öncesi eğitim kurumuna her gidişinde ne kadar süreyle kaldığının da bilinmesi
gerekir. Esasen çocuğun mümkün olduğunca erken yaşlarda okul öncesi eğitim
kurumlarına götürülmesi ve buralarda dil öğrenecek, ikinci dili ana dili olarak
konuşan çocuklarla etkileşim içinde bulunacak uygun sürelerin olması ve
çocukların ikinci dilin konuşulduğu ortamlara sokulması ve hayatta ikinci bir
dilin varlığını görmesi gerekmektedir. Burada üzerinde durulması gereken bir
diğer husus da çocukların bu ortamlarda konuştuğu Almancanın yeterliliği,
kiminle olduğu ve konuşulan dilin dilsel niteliğidir. Dil yeterliliği olan
bireylerin olduğu ve/veya Almancanın ana dil olarak konuşulduğu ortamlara
girilmesi, çocuğun Almancayı ikinci dil olarak edinmesini kolaylaştıracağı
gibi, çabuklaştıracak bir etkiye de sahiptir.
Chilla, Solveig. 2011. Bilingualer Spracherwerb. In: J. Siegmüller & H. Bartels (Hrsg.): Leitfaden Sprache-Sprechen-Schlucken-Stimme. München: Elsevier, 46-51.
Chilla, Solveig. 2011. Bilingualer Spracherwerb. In: J. Siegmüller & H. Bartels (Hrsg.): Leitfaden Sprache-Sprechen-Schlucken-Stimme. München: Elsevier, 46-51.
Jenny, Claudia.
2008. Sprachauffälligkeiten bei zweisprachigen Kindern. Ursachen,
Prävention, Diagnostik und Therapie. Bern: Huber.
Owens, Robert E.
2012. Language Development. An introduction. 8th edition.
Upper Saddle River: Pearson.
Özetle
Günümüzde çok
dillilik olağan, günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir. Almanya’da her üç
çocuktan biri göçmen kökenlidir. Bu durumda çok dillilik hem çocuklar hem de yaşadıkları ülke ile geldikleri
ülkeler açısından bir avantaja çevrilebilir. Çok dilli ortamlardaki
çocuklar için ana dili kesinlikle dil
gelişiminin ve öğrencinin okul başarısının önünde bir engel değildir.
Aksine ana dilini bilen çocukların ikinci dili daha iyi öğrendikleri ve çok
dilli çocukların geleceğinin aydınlık olduğunun bilinmesinde yarar vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder