Kadim kültürümüz der ki; "kem âlât ile
kemâlât olmaz." Günümüz Türkçesindeki karşılığı "sıradan aletlerle
mükemmellik yakalanmaz." demektir. Bu yolla olsa
olsa vasat, yani ortalama olan yüceltilir, vasat
zorlandığında, yarım debriyaj ile rampa çıkmaya çalışan araç gibi patinaj yapılır.
Patinaj ile çıkılmaya çalışılan rampadan bazen düzlüğe çıkılır; bazen de motor
yanar; araç yola çıkılan noktadan daha geri gider. Zararın telafisi pahalıya
mal olur. Onun için araç satın alanlar önce “Beygir gücü ne kadar?” diye sorar.
Kimse aldığı arabanın arkadaş sohbetlerinde maytaba alınmasını istemez; aksine
iftihar vesilesi olsun ister. Bu insan hayatı için de böyledir. Uluslararası
milletler cemiyetinde rekabet edebilmek için hedefimiz; sıradan, vasat insanlar
değil; üstün nitelikli insan gücü yetiştirmek olmalıdır. Bu da eğitime önem
vermek, eğitimli insana değer vermekle mümkün olur.
Eğitimi ekonomiden ayrı düşünmek
mümkün olmaz. Ekonomik açıdan bakıldığında, iki değerden söz edilir. İngiliz
ekonomist Adam Smith kullanım ve değişim değeri olmak üzere iki ayrı
ekonomik değerden söz eder. Smith, bu ayrımı yaptıktan sonra kullanım değeri
üzerinde fazla durmaz, hatta bunun değişim değeri için bile gerekli olmadığını savunur.
Smith, konunun anlaşılabilmesi bakımından elmas ve su örneğini verir. Elmasın fiyatı çok pahalıdır, değişim
değeri (Smith buna gerçek fiyat der) çok
yüksektir. Fakat buna rağmen elmasın günlük hayatta kullanım değeri yok
denecek kadar sınırlıdır. Suda ise bu durum tam tersinedir. Su çok yüksek bir
kullanım değerine sahiptir, çünkü susuz yaşamak mümkün değildir. Burada suyun kullanım
değeri, elmasın değişim değerine göre çok düşüktür. Kullanım değerinin ölçüsü
fayda, değişim değerinin ölçüsü ise emektir. Başka bir deyişle, o malın gerçek
fiyatı yani değişim değeri, o malı üretirken harcanan emekle ölçülür.
Konu eğitim açısından incelendiğinde,
eğitilmiş insanın yetiştirilmesi için geçen zamanda harcanan emek, yani değişim
değeri çok yüksektir. Ancak günlük hayatta eğitilmiş insana verilen değer adeta
yok denecek kadar sınırlıdır. Hâlbuki kullanım değeri de göz önünde
bulundurulmalı ve eğitimin günlük hayatta ihtiyaç duyulan su gibi, bakkaldan
alınan ekmek gibi önemli olduğu unutulmamalıdır.
David Ricardo (1772-1823) ise malları nitelikleri bakımından iki gruba
ayırır. Birinci grup mallar, yeniden
üretilmesi mümkün olmayan mallardır. Örneğin, kıymetli tablolar, heykeller,
kitaplar, antika paralar ve pullar gibi. Bunların değeri kıt olmalarından ve bu
malları satın alanların isteği ile gelirinden doğar. Bu tür malların dışında
kalan mallar ise ikinci gruba girmektedir. Bu tür mallar yeniden üretilmesi emek harcanarak mümkün olan
mallardır ve değişim değeri hem kıtlık derecesine ve hem de üretimleri için
gerekli olan emek miktarına bağlıdır.
Ricardo, tarihin hiçbir döneminde
emeğin tek başına üretimde kullanılmadığını ve mutlaka bir araçla
kullanıldığını öne sürer. Ona göre, “Herhangi bir silah olmadan ne kunduzu ve
ne de geyiği avlamak mümkün olabilir; bu nedenle değişim değerleri de sadece
onları yakalamak için harcanan zaman ve emekle değil, fakat aynı zamanda
avcının kapitalinin, yani hayvanları yakalamak için kullandığı silahların
üretimi için gerekli zaman ve emek ile birlikte belirlenir”. O halde eğitimli
insanlar, toplumun değerlerini ileri taşımak, koyulan hedeflere ulaşmak,
idealleri gerçekleştirmek için gereklidir. Onlara sahip çıkılmalıdır. Her bir
insan özel bir değer olmakla birlikte, eğitimli insan yeniden üretilmesi kolay
olmayan insandır ve kıymetli tablolar gibi ihtimam gösterilmeye değer.
Türkiye sıra dışı marka olmak
istiyorsa, sıra dışı beyinler de cazibe merkezi haline gelmelidir. Tıpkı en iyi
beyinlerin göç ettiği ülkeler gibi biz de beyin ekonomisinden faydalanmalıyız.
Avrupalı Türklerin aklını başkalarına emanet eden bir güruha değil, aklı ve
ruhuyla hareket eden, kendi olabilen ve aynı zamanda milletine aidiyet bilinci
yüksek eğitimli bireyler yetiştirmesi gelecek için yegâne amaç olmalıdır.
---------
Bu çalışma Avusturya'da aylık periyotlarla yayımlanan Haber Avrupa - Europa Journal adlı gazetenin Kasım 2018 sayısı için hazırlanmış; anılan yayın organında basılıp yayımlanmıştır. Çalışmaya internet üzerinden de
http://www.europa-journal.net/images/kolumnen/november2018/cakir112018.jpg adresinden ulaşılabilmektedir.
---------
http://www.europa-journal.net/images/kolumnen/november2018/cakir112018.jpg adresinden ulaşılabilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder