25 Eylül 2020 Cuma

Türk Efendisi

Efendi sözü Türkçemizde Efendi, Efendim, Efendimiz, Efendi Hazretleri, Paşa Efendi, Beyefendi, Hanımefendi gibi her haliyle efendilik ifade eden, hatta efendi millet deyiminde bütün Türk ulusunun asil unvanı olarak kullanılmıştır. 

Sözcüğün aslı, eski Yunancada authentes ve Rum telaffuzunda aftendis’dir. Başlangıçta “mutlak hâkim” veya ‘bir kölenin ya da bir cariyenin sahibi’ demekti.

Türkçede XIII. yüzyıldan beri kullanıldığı görülen efendi kelimesi, bugünkü yazılı kayıtlara göre, önce Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin kızı Melike Hatun için söylenmiş; halk ona efendimizin kızı diyerek saygı ve sevgisini göstermişti. Kelimeyi XV. asırda İstanbul Fatihi Sultan İkinci Mehmet’in kendisi için kullandığını bu hükümdarın Galata ahalisine verdiği Rumca fermanda görmek mümkün.

Efendi, bu yüzyıllarda Türkçe çelebi sözcüğüyle yan yana veya kimi durumlarda onun yerine kullanılmış; daha sonra okuma hayatında yükselerek, ‘ilim ve irfan sahibi olmuşlara’ ısrarla efendi denmiştir. Bu kullanım daha sonra geniş ölçüde yayılmıştır.

Evin efendisi, evin beyi, sahibi demektir; efendi adam, edepli, terbiyeli, iyi insan anlamındadır; sözcük paşa efendi, beyefendi, hanımefendi hitapları ile saygı için kullanılır; geçen yüzyıllarda İstanbul Kadısı’na onun hem kültür seviyesini hem de önemli mevkiini ifade eden bir unvan halinde İstanbul Efendisi denirdi. Bugün hala asil davranışlı terbiyeli ve kendisine hürmet duygusu veren insanlara, örneğin tam bir İstanbul efendisi denilmesi bundandır. Böylelerine geçmiş yüzyıllardaki benzerlerini düşünerek, eski zaman efendisi diyenler de oluyor.

Okullarda öğrenciler öğretmenlerine hoca efendi diye seslenirken, öğretmenler de öğrencilerini efendi diye çağırırlardı. Yakın zamana kadar, öğrencilerin kendilerini çağıranlara “Efendim!” diye seslenmesi ya da bugün insanların kendilerine seslenenlere aynı şekilde, “Efendim!” diye karşılık vermesi, bu saygının söze yansımasının hoş bir göstergesidir.

 ‘Türk ulusunda asalet unvanı’ olarak kullanılmış bu söz; zamanla “anlam yitimine uğramış” ve kendini bilmez, kimi sonradan görmeler tarafından bir kişiyi küçük göstermek için müstehzi bir ifade ile maksadı dışında kullanılmaya başlanmış; pasif agresifler tarafından kimi iş ortamlarında “psikolojik terör” veya “duygusal saldırı” maksadı ile kullanılan sıradan bir mobbing sözü haline dönüşmüştür.

Bu yolla hitap edilen kişinin “itibarına” da saldırıda bulunulduğu yanılgısına düşülmektedir. Çünkü bu anlayışa sahip olanların dilinde Bey, hizmet alan; Efendi ise hizmet edenler için kullanılmaktadır. Bu yolla “statü” kaybettirilenlerin (?), duygusal tacize maruz kalanların, kadim geleneği yaşatan bu kelimenin anlamını bilerek, bilinçli bir şekilde karşı çıkmaları, dik durmaları halinde, saldırganlar da tipik bir pasif saldırgan davranışını sergileyerek geri adım atacaklardır. Hatta bu pasif saldırganlar, kötü davranışlarını örtmek için toplum içinde uygun ortamlarda muhataplarına bu defa anlayışlı ve samimi davranışlar sergileyerek, bu sözün masumiyetine gizlenmeye çalışıp, yeniden sahte dostluk mesajları vermeye başlayacaklardır.

Dil yaşayan bir canlıdır. Kelimelerin de insanlar gibi belli yaşları vardır ve kuşaktan kuşağa aktarılmadıkça ölür, anlam yitimine uğrarlar. Önemli olan kelimeleri eskidi diye kullanım dışı bırakmak yerine her birine uygun kullanım alanı açarak yaşamalarını sağlamaktır.


Not: Bu yazı Post Atüel Gazetesi Eylül 2020 sayısında yayımlanmıştır.
Mustafa Çakır (2020). Türk Efendisi. Post Aktüel Gazetesi. Eylül 2020, s. 2.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Argo Kullanımı

  Türkçede küfürle karışık sevgi, övgü ifadeleri vardır. Görünüşte çok masum gelen, üzerinde düşününce de derin anlamlar içeren kelimeleri b...