18 Eylül 2014 Perşembe

Ekmeği bol, acıyı bal, sıratı yol eyledik

Bugün yıllar önce gemileri yakıp Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa gibi ülkelere göç eden ve ardında türlü çeşit başarı öyküsü bırakarak sahneden çekilen birinci kuşaktan ve onların emeklilik dönemindeki ekonomik durumlarından söz etmek istiyorum.

 Avrupa Haber 2014-Eylül sayısı
Bundan yaklaşık 50 yıl önce kurulan mütevazı hayaller arasında “bir ev almak; üç beş kuruş para biriktirip memlekete dönmek” vardı. Ama evin hesabı çarşıya uymadı. Sayılı gün hesabıyla başlayan gurbet serüveni, kalıcı vatandaşlığa dönüştü.

60’lı yılların sonuna doğru başlayan işçi göçü, Avrupa’nın daha az gelişmiş olan İtalya, İspanya, Portekiz, Yugoslavya, Yunanistan gibi ülkelerinden görece olarak daha ileri  düzeydeki Almanya, Fransa gibi sanayileşen ülkelerine doğru gerçekleşti. Hatta 10 Eylül 1964’de Portekizli Armando Rodrigues de Sá Almanya’ya resmi kanallar üzerinden gelen ilk konuk işçi olarak törenle karşılandı.

Bu olayın üzerinden geçen beş yıllık süre zarfında Almanya’da yaşayan yabancı sayısı yaklaşık dört milyona çıktı. Bunların önemli bir kısmı bekârdı ve barakalarda, işçi lojmanlarında iptidai şartlarda yaşıyordu. Bugün yapılan bilimsel araştırmalar, o dönemde istihdam edilen yabancı işçilerin önemli bir kısmının en alt düzeyde gelir getiren ve genellikle yerlilerin tercih etmediği işlerde istihdam edildiğini gösteriyor. Bu insanlar yerli bir işçinin aldığı brüt ücrete genellikle fazla mesai yaparak yaklaşabiliyordu. Buna rağmen kanaatkârdılar ve aldıkları maaşa rıza gösteriyorlardı.

Zaman hızla akıp geçti. Sağlıklı gelenler hastalandı; gençler yaşlandı. Geçmişin konuk işçileri, günümüzün emeklileri oldu. Yerlerini ikinci, üçüncü kuşaktan gençlere bıraktı. Gücü kuvveti yerindeyken fazla mesai yaparak bütçesini dengeleyebilen bu insanlar, bugün yasal sınır olan aylık 742.- EUR emekli maaşıyla geçinmek zorunda kalıyor. Aynı sektörden emekli olan Alman yaşıtları ise aylık ortalama 1.109,- EUR kazanıyor (İtalyanlar 963,- EUR, eski Yugoslavyalılar ise 873,- EUR). Kadın emeklilerde ise durum daha vahim; Türkler ortalama 363,- EUR alırken, Alman hemcinsleri ortalama aylık 572,-EUR kazanıyor (Yunanlılar 570,- EUR, İtalyanlar ise 467,- EUR).  Almanların 65 yaşından sonra yoksulluk oranı % 12,5 dolayında iken yabancılarda % 41,8, Türklerde ise % 54,7. Bu nedenlerden dolayı Türklerin % 70’i emeklilikten sonra gizli aşikâr çalışmaya devam ederken, Almanlar bu açığı devlet yardımı ile dengeliyor (Bkz.: WSI-Report No 16, 2014).

Avrupa’ya yapılan göç sırasında kavşak noktası olan Avusturya’da kalıp, bu ülkeden emekli olanların durumuna gelince, onların durumu da Almanya’dan emekli olanlardan daha parlak değil. Onlar da yoksunluk ve yoklukla hayat mücadelesine devam ediyor; pek çoğu iki ülke arasına sıkışıp kalmış.

Sahi, Portekizli Sá ne oldu? Para biriktirebildi mi? Memleketinde başını sokacak bir evi oldu mu? Bilinmez. Lakin Almanya’da uzun süre kalamadığı; altı sene sonra ülkesine geri döndüğü ve 1979 yılında mide kanseri nedeniyle ebediyete irtihal ettiği kayıtlara geçmiş (Rometsch 2014).

Sevdadan hasrete, çileden gurbete uzayan bu öyküyü Rahmi Saltuk’un deyişiyle bit
irmek isterim: “ekmeği bol, acıyı bal, sıratı yol eyledik; geldik bugüne”.

Kaynaklar:
Jutta Höhne, Benedikt Linden, Eric Seils, Anne Wiebel (2014). WSI-Report Nr 16: Die Gastarbeiter - Geschichte und aktüelle soziale Lage. September 2014. URL: http://www.boeckler.de (10.09.2014).

Claudia Rometsch. Als Deutschland zum Einwanderungsland wurde. MIGAZIN: Migration in Germany. URL: http://www.migazin.de/2014/09/10/als-deutschland-zum-einwanderungsland-wurde/ (10.09.2014).

Not: Avusturya'da aylık olarak yayımlanan Haber Avrupa Gazetesi'nin eylül 2914 sayısında yayımlanmıştır. Rahmi Saltuk'un söylediği türkünün sözleri Hasan Hüseyin Korkmazgil'e aittir. Bkz.: http://europa-journal.net/ veya
https://www.yumpu.com/de/document/view/27105644/september2014-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Argo Kullanımı

  Türkçede küfürle karışık sevgi, övgü ifadeleri vardır. Görünüşte çok masum gelen, üzerinde düşününce de derin anlamlar içeren kelimeleri b...