Bugün yıllar önce gemileri yakıp
Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa gibi ülkelere göç eden ve ardında türlü
çeşit başarı öyküsü bırakarak sahneden çekilen birinci kuşaktan ve onların
emeklilik dönemindeki ekonomik durumlarından söz etmek istiyorum.
Avrupa Haber 2014-Eylül sayısı |
Bundan yaklaşık 50 yıl önce
kurulan mütevazı hayaller arasında “bir ev almak; üç beş kuruş para biriktirip
memlekete dönmek” vardı. Ama evin hesabı çarşıya uymadı. Sayılı gün hesabıyla
başlayan gurbet serüveni, kalıcı vatandaşlığa dönüştü.
60’lı yılların sonuna doğru
başlayan işçi göçü, Avrupa’nın daha az gelişmiş olan İtalya, İspanya, Portekiz,
Yugoslavya, Yunanistan gibi ülkelerinden görece olarak daha ileri düzeydeki Almanya, Fransa gibi sanayileşen
ülkelerine doğru gerçekleşti. Hatta 10 Eylül 1964’de Portekizli Armando
Rodrigues de Sá Almanya’ya resmi kanallar üzerinden gelen ilk konuk işçi olarak
törenle karşılandı.
Bu olayın üzerinden geçen beş
yıllık süre zarfında Almanya’da yaşayan yabancı sayısı yaklaşık dört milyona çıktı.
Bunların önemli bir kısmı bekârdı ve barakalarda, işçi lojmanlarında iptidai
şartlarda yaşıyordu. Bugün yapılan bilimsel araştırmalar, o dönemde istihdam
edilen yabancı işçilerin önemli bir kısmının en alt düzeyde gelir getiren ve genellikle
yerlilerin tercih etmediği işlerde istihdam edildiğini gösteriyor. Bu insanlar
yerli bir işçinin aldığı brüt ücrete genellikle fazla mesai yaparak yaklaşabiliyordu.
Buna rağmen kanaatkârdılar ve aldıkları maaşa rıza gösteriyorlardı.
Zaman hızla akıp geçti. Sağlıklı
gelenler hastalandı; gençler yaşlandı. Geçmişin konuk işçileri, günümüzün
emeklileri oldu. Yerlerini ikinci, üçüncü kuşaktan gençlere bıraktı. Gücü
kuvveti yerindeyken fazla mesai yaparak bütçesini dengeleyebilen bu insanlar, bugün
yasal sınır olan aylık 742.- EUR emekli maaşıyla geçinmek zorunda kalıyor. Aynı
sektörden emekli olan Alman yaşıtları ise aylık ortalama 1.109,- EUR kazanıyor
(İtalyanlar 963,- EUR, eski Yugoslavyalılar ise 873,- EUR). Kadın emeklilerde
ise durum daha vahim; Türkler ortalama 363,- EUR alırken, Alman hemcinsleri
ortalama aylık 572,-EUR kazanıyor (Yunanlılar 570,- EUR, İtalyanlar ise 467,-
EUR). Almanların 65 yaşından sonra
yoksulluk oranı % 12,5 dolayında iken yabancılarda % 41,8, Türklerde ise % 54,7.
Bu nedenlerden dolayı Türklerin % 70’i emeklilikten sonra gizli aşikâr çalışmaya
devam ederken, Almanlar bu açığı devlet yardımı ile dengeliyor (Bkz.:
WSI-Report No 16, 2014).
Avrupa’ya yapılan göç sırasında
kavşak noktası olan Avusturya’da kalıp, bu ülkeden emekli olanların durumuna
gelince, onların durumu da Almanya’dan emekli olanlardan daha parlak değil.
Onlar da yoksunluk ve yoklukla hayat mücadelesine devam ediyor; pek çoğu iki
ülke arasına sıkışıp kalmış.
Sahi, Portekizli Sá ne oldu? Para
biriktirebildi mi? Memleketinde başını sokacak bir evi oldu mu? Bilinmez. Lakin
Almanya’da uzun süre kalamadığı; altı sene sonra ülkesine geri döndüğü ve 1979
yılında mide kanseri nedeniyle ebediyete irtihal ettiği kayıtlara geçmiş
(Rometsch 2014).
Sevdadan hasrete, çileden gurbete
uzayan bu öyküyü Rahmi Saltuk’un deyişiyle bit
irmek isterim: “ekmeği bol, acıyı
bal, sıratı yol eyledik; geldik bugüne”.
Kaynaklar:
Jutta Höhne, Benedikt Linden,
Eric Seils, Anne Wiebel (2014). WSI-Report Nr 16: Die Gastarbeiter - Geschichte
und aktüelle soziale Lage. September 2014. URL: http://www.boeckler.de
(10.09.2014).
Claudia Rometsch. Als Deutschland
zum Einwanderungsland wurde. MIGAZIN: Migration in Germany. URL: http://www.migazin.de/2014/09/10/als-deutschland-zum-einwanderungsland-wurde/
(10.09.2014).
Not: Avusturya'da aylık olarak yayımlanan Haber Avrupa Gazetesi'nin eylül 2914 sayısında yayımlanmıştır. Rahmi Saltuk'un söylediği türkünün sözleri Hasan Hüseyin Korkmazgil'e aittir. Bkz.: http://europa-journal.net/ veya
https://www.yumpu.com/de/document/view/27105644/september2014-
https://www.yumpu.com/de/document/view/27105644/september2014-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder