Giriş
Tarihi yapmak kadar yazmak da
önemlidir. Bugün sabah radyodan haberleri dinlerken Yeni Zelanda’dan gelen
gençlerin Çanakkale’de hayatını kaybeden askerler (dedeleri) adına şafak ayini
düzenlediğini öğreniyorum. Ayin öncesi yapılan törende konuşan Yeni Zelanda
Genel Valisi Sir Jerry Mateparae, "Yeni Zelandalıların ruhları, kanları,
terleri ve gözyaşları, hepsi buradadır. Ulusal hafızalarımıza bir kahramanlık
simgesi olarak kazınmıştır. Uzun yıllar tarihçiler alınmış bulunan askeri
kararların doğruluğunu, ne olması gerektiğini tartışacaklar. Sanatçılarımız,
oyun yazarlarımız, müzisyenlerimiz ve yazarlarımız Conkbayırı'nın bizim için ne
anlama geldiğini araştırmaya devam edecekler"[1]
demiş.
Kendi kendime sormadan edemiyorum,
asabım bozuluyor. “Yahu, bunların Çanakkale’de işi neydi?” Onca yolu papatya
toplamak için gelmediler her halde deyip; Çanakkale’de şehit olan dedemin,
büyük amcamın hatırına susup, konuyu bir başka yazıya ayırmak istiyorum.
Gazetelere bakınca da 1915 yılına
ilişkin “tehcir” haberlerini okuyorum. Başbakan, 1915 olaylarına ilişkin
olarak yımladığı taziye mesajında, "Hayatını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor,
torunları taziyelerimizi iletiyoruz" demiş. Bu mesaj, aziz Türk milletinin karakterini ortaya koymaktadır. Yüzyıllarca beraber
yaşadığımız, kederde ve sevinçte kader birliği yaptığımız, Teba-i Sadıka
dediğimiz Ermeni vatandaşlarımız neden evlerinden, yurtlarından çıkarıldı? Onca insanın ölümü sırasında neler yaşandı da bu insanlar başka diyarlarda
iskân edildiler? Durduk yerde mi yaşandı bütün bunlar?
Bilimsel kaygıların dışında
oluşturduğum bu yazıda, yurtdışında yaşadığım dönemde karşılaştığım bazı
sorular üzerine yaptığım kimi okumalardan tuttuğum notları paylaşmak istiyorum.
Bu notları bir gün bir yerlerden yazmışım; bir kısmını bugün güncelleyip kaynak
vermeye çalıştım; kaynak veremediklerim için de okuyucunun hoşgörüsüne sığınıyorum.
Ermeni Meselesi Uluslararası Bir Senaryodur
Ermeniler de Osmanlı’nın en zayıf
anını değerlendirerek Balkanlardaki azınlıklar gibi Doğu Anadolu’da bağımsız
bir devlet kurmak istediler. 1915 ve devamında Rus, İngiliz, Fransız, Alman ve
ABD’lilerin kışkırtmalarıyla çeteciler oluşturdular. Bu çeteler, Türk
köy, Kasaba ve şehirlerinde, Ordunun gerisinde yaptıkları, öldürme, yaralama,
yakma, istihbarat toplayıp Ruslara verme, Türkleri toplu göçe zorlayan tedhiş
eylemlerine kalkıştı. Osmanlı Hükümeti de savaşan bir orduyu ve savaş
bölgesindeki sivil halkı arkadan vuran kışkırtılmış azınlık halkı çatışma veya
mukatele alanından, Osmanlı toprakları içindeki bir başka alana nakletmeyi (tehciri) tek çare olarak gördü. Daha
fazla kan dökülmemesi, huzur ve sükûnetin sağlanması gerekiyordu. Bu karardan
sonra değişik tehcir kafileleri yola çıktı.
Tehcir veya soykırım tartışmaları
Askeri kıt, gücü zayıf bir devlet
haline gelen Osmanlı, ona yakın cephede savaşırken, binlerce Ermeni
vatandaşını, o zamanın kıt koşullarında, olanaksızlıklar içinde güvenli
bölgelere nakletmek için elinden gelen güvenlik önlemlerini almaya çalışsa da
kimi istenmeyen olayların önüne geçilemedi. Birkaç jandarma refakatinde yola
çıkan kafileler içinde yolu kesilenler oldu. Tehcir kafilelerinin yollarını bekleyenler ve kesenler, bütün yakınları
Ermeni çetelerince vahşi biçimde katledilmiş olanlardı. Camilere doldurulup gaz dökülerek topluca
yakılmış; evler basılarak ırzlarına geçilip boğularak öldürülmüş; karnındaki
çocuğu kız mı oğlan mı bahsi tutuşan Ermeni çeteciler tarafından karınları
bıçaklarla deşilmiş, yavruları analarının gözü önünde parçalanmış, yüz binlerce
bahtsız Türk'ün yakınları! Evleri
yakılmış, paraları pulları alınmış, kolu-bacağı kesilmiş, ırzlarına geçilmiş,
yavruları öldürülmüş, kızlarına-oğullarına tecavüz edilmiş, /…/ yüz binlerce
insan. Bu insanların kendilerine bu
vahşeti reva gören kafilelerin yoluna çıkıp çiçek vermeyecekti… Hayatta her şeyini kaybetmiş, intikam
almaktan başka bir duygusu kalmamış bu bahtsız Türkler yine çoğu yerde Türk
jandarmaları tarafından engellendiler; engellenemedikleri yerler de çok oldu. Bu sırada yaşanan olaylardan sorumlu tutulan yerel yöneticiler, memurlar, subaylar görevlerinden alınmış veya daha sonra Divan-ı Harbe verilerek yargılanıp, cezalandırılmışlardır. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey gibi şehitler de verilmiştir. İşte Avrupa'nın soykırım dediği olay budur.
Diyorlar ki Türkiye tarihi ile yüzleşmeli. Elbette, aynı zamanda evlatlarına Türkiye'nin geçmişinde Ermenilerin öne sürdüğü anlamda bir soykırım suçlamasıyla ilgili olarak bir şeyleri saklamasını gerektirecek bir ayıbının olmadığını da anlatmalıdır. Bize göre, yaşananlar, savaş sırasında halkın nefis müdafaasından ve devletin iç güvenliği sağlama çabasından ibarettir. Acı olan, Ermenilerin ihaneti ve kendi halinde barış içinde yaşayan sıradan vatandaşların yaşadığı insanlık dramı sonunda alınan tehcir kararının öngörülemeyen sonuçlara neden olmasıdır. Mustafa Kemal, yüzyıllarca aynı topraklar üzerinde sulh ve sükûn içinde yan yana, iç içe yaşamış bu iki millet arasındaki kanlı boğazlaşmayı şöyle tanımlamıştır:
"Ermeni meselesi denilen ve
Ermeni milletinin gerçek çıkarlarından ziyade dünya kapitalistlerinin ekonomik
çıkarlarına göre halledilmek istenilen mesele, Kars Anlaşmasıyla en doğru çözüm
şeklini buldu. Asırlardan beri dostane yaşayan iki çalışkan halkın dostluk
bağları memnuniyetle tekrar kuruldu"[2]
(1.3.1922-TBMM. Üçüncü Toplanma Yılı Açış Konuşmasından)
Amerikalı Ermeniler rahatsız
Atatürk’ün Nutuk’tan aktardığım
bu düşüncesine katılmayanlar için de Almanya Kaiserslautern’de yaşayan Dr. Mete
Soytürk’ün kişisel çalışmaları ile ortaya koyduğu bir belgeye bakalım. Bu
belgeye göre Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Ermenilerin Amerikan
Senatosu’na yaptıkları uyarı dikkat çekmektedir. Vakit gazetesinin, konuyla
ilişkili olarak Amerika’nın «Boston Transcript» gazetesinden aktardığı haberi paylaşayım.
Gazetenin haberine göre, Amerikan
senatosu üyesi King’in, eski Berlin Büyükelçisi Gérard ve Newyork Başpiskoposu
tarafından desteklenen Lozan anlaşmasının kabul edilmemesi için Amerikan
senatosundaki çabaları üzerine Ermeni komitesi Başkanı Bogos Nubar yardımcısı Nuradungyan
ve Demokratik Parti Başkanı Arshak
Çobanyan çeşitli mektuplarla Amerikalılara başvurmuşlar ve artık Ermenileri
rahat bırakmalarını, Amerikalıların Ermenileri kullanarak Türkiye’ye karşı plan
kurup politik oyun oynamalarına bir son vermelerini istemişlerdir. Gazete Bogos Nubar- Noradungyan tarafından Senatör
King’e hitaben yazılmış aşağıdaki mektubu yayınlamıştır[3].
„Sayın Bay King, Siz de açıkça
biliyorsunuz ki, bugünkü politik ortamda Amerikan senatosu tarafından, Ermenistan
ve Türkiye’deki Ermeniler yararına alınan kararın (tasarısı) Lozan anlaşmasına
eklenmiş olan bir madde yüzünden uygulanabilirliği yoktur. Sizlerin biz
Ermenilere yıllardır gösterdiği yakın alakaya ve dostça duygulara çok teşekkür
ederiz. Fakat bunun yanında sizden bir ricamız olacak. Artık gelecekte Türkiye’de
yaşayan Ermeniler adına bilerek veya bilmeyerek, gerekli gereksiz ortaya çıkıp,
belki de bu hareketlerle Türkiye’de yaşayan Ermenilere zarar verebilecek olan
bu tutumunuzdan vazgeçiniz. Ermeniler şimdiye kadar sizler ve sizin gibi resmi
kanallardan verilmiş buna benzer sözlere kandıkları için, çok acılar
çekmişlerdir. Bu nedenle artık hiç bir yabancı ülkenin bizim işimize
karışmasını istemiyoruz. Şimdi ölmüş olan eski Amerikan Başkanı Wilson’un
bizlere verdiği sözlerle başlayan, Avrupalı devletlerin resmi şahsiyetlerinin
bu konuda verdiği cesaretlerle ve bu devlet adamlarının bana ve arkadaşlarıma
verdikleri kişisel sözlerle süren bu süreç, Ermenilere çok ağır felaketten
başka hiç bir şey getirmemiştir.
Gelecekte de bu devletlerin bizlere verdikleri bu sözlerin uygulanabilmesi
için herhangi bir adım atmayacaklarına artık eminiz. Bu nedenle sizlerden
ricamız, gelecekte Ermenileri ve de Ermeniliği artık Lozan antlaşması ile
ilişkilendirmeyiniz. Şu anda Türkiye’de yaşayan Ermenilere gelince: artık onlar
yeni çıkarılan yasalara göre, Müslüman Türklerle yasalar karşısında tamamen
eşit yurttaş konumuna geldikleri için hallerinden son derece hoşnutturlar. Bu
mektubun bir örneğini de Milletler Cemiyetine yolluyoruz. Yanlış anlamaları önlemek amacıyla tekrar tekrar
vurguladığımız istemimiz şudur: Bundan sonra, partileriniz arasındaki politik mücadelelerde
biz Ermenileri lütfen artık kullanmayınız. Saygılarımızla altına imzamızı
atıyoruz.”
Alman Protestan Misyoneri Papaz
Johannes Lepsius’un çıkarttığı „Der Orient“ adlı dergide çıkan Türkiye karşıtı
yazıların içeriği, Lepsius’un ölümünden sonra değişmeye başlamıştır[4].
Diasporanın görüşü
Yaşananlardan sonra Türkler
suskun kalırken, Ermeniler kimi olayları abartarak anlatmış; bazı ilaveler
yapmışlar; Türkler açısından artık tarihin sayfalarında kalan yaşanmışlıkları değişik ülkelerde oluşturdukları diasporayı ayakta tutabilmek için, basın, yayın aracılığıyla
dünyaya anlatmaya çalışmış; Türkiye aleyhine kampanyalara dönüştürmüşlerdir. Bu amaçla 250 binden fazla yayın yapmışlar; 500
bin ile başlayıp, 1,5 milyona kadar çıkardıkları kayıp sayıları ile hem dünyayı Türkiye
aleyhine yönlendirmeye çalışmışlar; hem de diasporada yitip gidecek Ermeni
kimliğini ve kültürünü ayakta tutacak, toplumsal ve sosyal dayanışmayı
sağlayacak ortak bir geçmişin öyküsünü oluşturmuşlardır[5].
Ermenilerin geçmişte kendi
yaptıklarına karşılık veren, ortak yurt diye benimsedikleri coğrafyada canı yanan komşularının
savunma refleksini, insan doğasının tabii tepkisi olan karşı saldırıyı dünya kamuoyuna soykırım diye anlatması,
emperyalist Avrupalının ve Amerikalının
geçmişte bıraktığı mirası, bugün de siyaseten devam ettirmeye çalışması; olayı tarihi konumunda giderek uzaklaştırmış; Türkiye'de veya dünyanın her hangi bir ülkesinde ekonomik ve siyasi
kazanımlar peşinde olanlar için yeni bir çalışma alanı oluşturmuştur.
Türkiyeli Ermenilerin görüşü
24 Nisan’da yaşananlar ve cinayetler zinciri
1878 Ayastefenos ve Berlin
anlaşmaları ile Rusların Ortodokslara ilgisi arttı ve Teba-i Sadıka denilen
Ermeniler ile sonu gelmeyen sorunlar yaşanmaya başlandı. Özellikle diaspora
Ermenileri tarafından yaşanan acıların yıldönümü olarak kabul edilen 24 Nisan
1915, bir soykırımın değil; Hınçak, Taşnak ve
benzeri Ermeni komitelerinin kapatıldığı tarihtir. Yaygın medyada öne
sürülenlerin aksine, Tehcir Kanunu (Sevk ve İskân Kanunu) 27 Mayıs 1915
tarihinde kabul edilmiştir. Dâhiliye Nezareti, 24 Nisan 1915’te yayımladığı bir
genelge ile Ermeni komitelerinin kapatılması, belgelerine el konulması,
liderleri ile zararlı faaliyetleri bilinen Ermenilerin tutuklanması talimatını 24 Nisan 1915'de vermiştir. Bunun üzerine bir kısım komitacı tutuklanarak Ankara ve Çankırı’ya
sevk edilmiştir (Gomidas Enstitüsü tarafından Ermeni ve Osmanlı kaynaklarına dayandırılarak verilen bilgilere göre bu kişilerin önemli bir kısmının öldürüldüğü öne sürülmektedir (Bkz.: aykiridogrular.com). Türkler ise bu görüşe katılmamaktadır.). Bu olay üzerine toplanan komitacılar olayın
müsebbiplerinden intikam almak için sözleşmişler; Enver, Talat, Cemal paşalar
ile bazı İttihat ve Terakki Cemiyeti mensuplarının gittikleri ülkelerde Ermeniler
tarafından oluşturulan organizasyonlarca öldürülmelerini sağlamışlardır.
Cumhuriyet döneminde gelindiğinde ise Türkiye başka bir durum ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bu defa Ermeni teröristler Türk diplomatlarına yönelik bir saldırı başlatmıştır. 1973 yılından
itibaren 21 ülkenin 38 kentinde, 39’u silahlı, 70’i bombalı olmak üzere 110
terör olayı gerçekleştirmişler; bu saldırılarda 42 diplomatımız ile 4 yabancı
hayatını kaybederken, 15 Türk ve 66 yabancı uyruklu kişi de yaralanmıştır[9].
Bizim ihmallerimiz
Bizim hiç mi kusurumuz olmadı?
Elbette var. En büyük kusurumuz, geçmişte bir lokma, bir hırka zihniyeti ile
yaşayıp; kimseye ayırıp yapmadan yaşamamız. Nitekim sağduyulu Ermeniler de
artık Türkleri topyekûn suçlamıyor; acılı yıllarda kendilerine yardımcı olan
komşularının hakkını teslim ediyor. Çetecilerin öksüz yetim bıraktığı Ermeni
asıllı çocukların dramlarını belgesellere dönüştürürken, sahip çıkamadığımız
öksüz yetim Türk çocuklarının öykülerini de unutmamalıyız. Her iki tarafta da bedel
ödeyen “geçmişe mazi diyememiş, geçmişe ait şimdiki zamanlarda yaşamış hep ama
kendine bir hayat kurabilmeyi yoktan bir hayat var edebilmeyi başarmış[10]”
insanlara sahip çıkmalıyız.
Hırant Dink gibi etnik kökeni nedeniyle değil; düşünceleri ve
belki de iki millet arasında sağduyu, akıl ve mantık üçgeni üzerine kurulacak ilişkilerde köprü olacak nitelikleri haiz entelektüellere
destek verilmeli; sizden-bizden ayırımı yapmak yerine hoşgörülü bir bakış açısını
yeniden tesis etmeliyiz. Bizim uyanık olmamamız.
Yaşananları, yapılan propagandaları kaale almamamız sonucu kaybettiğimiz
onlarca devlet adamının, diplomatın hatırasını yaşatmaya devam etmeliyiz.
Öneriler
Ama her şeyden önce, gençlere çok iyi bir tarih bilinci verilmeli, ülkemizin ve dünyanın son 150 yıllık tarihi çok iyi öğretilmelidir. Bunun dışındaki akıl haritası yandaki görselden okunabilir.
Ülke insanlarının bilgisi, görgüsü,
sağlığı, refahı ve askeri gücü ile çok üst düzeyde tutulmalı ve ülkeye bir daha
böyle psikolojik saldırıların gelmemesi için proaktif duruş
sergilenmeye devam edilmelidir. Justin McCarthy, Stanford Shaw, Norman Jones gibi tarihçilerin tezlerinin Ermeni tezlerine karşılık olarak tanıtılması; Başbakanlık tarafından yayımlanan "taziye" mesajının, konunun Türkiye açısından daha adil ve daha gerçekçi bir yaklaşımla ele alınmaya başlandığının somut bir göstergesi olarak anlatılmaya devam edilmesi gerekir.
Son söz
“Tarih
yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen
hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” diyen Atatürk'ün[12] öngörülerinin ne kadar gerçekçi olduğu, kendini bu somut olayda açıkça ortaya koymaktadır. İnsanlığın ortak mirası olan ve insanı insan yapan evrensel değerlere her daim sahip çıkmayı,
geçmişten ders çıkarıp geleceğe güvenle bakmayı bilen milletimiz, insani ve siyasi bakımdan anlamlı bir taziye mesajı yayımlarken, diasporanın ve Ermenistan'ın gerçekle bağdaşmayan iddialarına ve iftiralarına karşı karakterine uygun bir davranış ortaya koymuştur. Tarihimizin bütün dönemlerinde, ama özellikle çöküşün başladığı Viyana'dan yeniden doğuşun başladığı Sakarya'ya kadar geçen sürede, hayatlarını kaybeden herkesin huzur içinde dinlenmesini, diliyorum.
Meraklısı için önerebileceğim kimi kaynaklar:
AKÇAM, Taner, İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu, Ankara, 1999.
AKGÜN, Seçil, "Kurtuluş Savaşı Boyunca Türk Ermeni İlişkilerinde A.B.D.'nin Rolü" Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu İle İlişkileri, Ankara, 1985, s. 331-346
AKYOL, Taha: Ortak Acı, 1914: Türkler ve Ermeniler. İstanbul: Doğan Kitap, 2009. ISBN: 978-605-111-130-8.
GÖYÜNÇ, Nejat, Osmanlı İdaresinde Ermeniler, İstanbul, 1983.
GÜRÜN, Kamuran. Ermeni Dosyası. Ankara: 1983.
KARACAKAYA, Recep: Kaynakçalı Ermeni Meselesi Kronolojisi (1878-1923). İstanbul: Devlet Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu: 52, 2001. http://www.devletarsivleri.gov.tr/assets/content/Yayinlar/osmanli-arsivi-yayinlar/052-ermeni-kronoloji.pdf
/ (25.04.2014).
KODAMAN, Bayram, "Türk Ermeni İtilafının Başlangıcı (1878-1897)". Tarih ve Medeniyet Dergisi, 1995, ss. 13-21.
MERAY, Seha L., Lozan Konferansı, Tutanaklar, Belgeler, Ankara, 1970.
KODAMAN, Bayram, "Türk Ermeni İtilafının Başlangıcı (1878-1897)". Tarih ve Medeniyet Dergisi, 1995, ss. 13-21.
MERAY, Seha L., Lozan Konferansı, Tutanaklar, Belgeler, Ankara, 1970.
ÖKE, Mim Kemal: Ermeni Sorunu. Ankara: 1996.
SELEK, Salahattin: Milli Mücadele, İstanbul, 1970.
ŞİMŞİR, Bilal N.: Ermeni Meselesi 1774 – 2005. İstanbul: Bilgi Yayınevi, 2005. ISBN 9789752201378.
ŞİMŞİR, Bilal N.: British Documents On Ottoman Armenians Cilt 1 (1856 - 1880) . İngiliz Belgelerinde Osmanlı Ermenileri. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1989, ISBN 9751601398.
ŞİMŞİR, Bilal N.: British Documents On Ottoman Armenians Cilt 2 (1880 - 1890) . İngiliz Belgelerinde Osmanlı Ermenileri, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1989, ISBN 975-16-0138-X.
ŞİMŞİR, Bilal N.: British Documents On Ottoman Armenians Cilt 3 (1811 - 1895) . İngiliz Belgelerinde Osmanlı Ermenileri, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1989, ISBN 975-16-0091-X.
ŞİMŞİR, Bilal N.: British Documents On Ottoman Armenians Cilt 4 (1895) . İngiliz Belgelerinde Osmanlı Ermenileri, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1989, ISBN 9789751600936.
[1] “Yeni
Zelanda Anıtı'nda Anma Töreni”. SonDakika.com Haber Portalı. (25.04.2014) http://www.sondakika.com/haber/haber-yeni-zelanda-aniti-nda-anma-toreni-5949743/
[2] http://strateji.cukurova.edu.tr/ERMENI/nutukta_ermeni_sorunu.pdf
(25.04.2014)
[3] Bu
yazının orijinali Alman Protestan Misyoneri Papaz Johannes Lepsius’un
çıkarttığı „Der Orient“ adlı dergide yayınlanmıştır. DER ORIENT:
Zweimonatsschrift. Herausgegeben von Dr. Lepsıus Deutsche Orient-Mission,
Jahrgang 1927, September/Oktober. Seite 113.
[4] Lepsius
ve Ermeni iddiaları hakkında Cem Özgönül. Der Mythos eines Völkermordes.
Eine kritische Betrachtung der Lepsiusdokumente sowie der deutschen Rolle in
Geschichte und Gegenwart der „armenischen Frage. Köln: Önel Verlag. 2006,
ISBN 3-933348-93-5.
[5] Ermeni
tehciri ve soykırım yalanı 24 Nisan 1915. http://www.youtube.com/watch?v=x0OMJlmaMZE
(25.04.2014).
[6] Ferruh
Demirmen. ‘Ermeni Soykırımı’ Savı Asılsız Cumhuriyet. http://haberguncel.blogspot.com.tr/2014/04/ermeni-soykirim-savi-asilsiz-ferruh-demirmen.html
(25.04.2014).
[7] Yusuf
SARINAY. Ermeniler Tarafından Türklere Uygulanan Soykırıma Ait Cetvel.
www.turkburosen.org.tr ana sayfasından SUNUMLAR bölümünü tıklayarak
ulaşabilirsiniz.
[8] Füsun
İkikardeş - Seda Akyüz. “Dikran Kevorkyan: Ne bugün ne 2015’te hiç kimse nifak
sokamaz.” Aydınlık. 24.04.2014. http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/38944-dikran-kevorkyan-ne-bugun-ne-2015te-hic-kimse-nifak-sokamaz.html (25.04.2014).
[9] Ermeni
Terör Örgütü Asalanın Şehit Ettiği Diplomatlarımız. http://ermenisoykirimyalani.blogcu.com/ermeni-teror-orgutu-asalanin-sehit-ettigi-diplomatlarimiz/347343
(25.04.2014).
[10] Bu
tanımlama, Nayat Karaköse tarafından yapılmıştır. Bkz: Ermeni Tehciri. 24
Nisan’da Acı ve Düşler, Paravon Dede, Nıvart, Beyza ve Cemil Bey. http://www.bianet.org/kadin/azinliklar/114087-24-nisan-da-aci-ve-dusler-paravon-dede-nivart-beyza-ve-cemil-bey
(25.04.2014).
[11] Bkz.:
Ayşe Hür. Malta Sürgünleri’ni nasıl bilirsiniz. Taraf. 28.02.2010. http://www.taraf.com.tr/yazilar/ayse-hur/malta-surgunlerini-nasil-bilirsiniz/10284/
(25.04.2014).
[12] Kaynak:
http://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/276565-ataturkun-tarih-yazmak-tarih-yapmak-kadar-muhimdir-sozu-neyi-anlatir.html#ixzz2zsYndprA
(25.104.2014).
EK: Ermeniler Tarafından Türklere Uygulanan Soykırıma Ait Cetvel
Belge no
|
Tarih
|
Yer
|
Olayın Muhtevası
|
Yaralı
|
Ölü
|
1
|
1914-2-21
|
Kars,
Ardahan |
Ermeniler
tarafından telef edilen erkeklerin sayısı. |
30000
|
|
2
|
1916-5-8
|
Pasinler |
Sevk
sırasında ölenlerin sayısı. |
2000
|
|
1916-5-8
|
Tercan |
Köylere
Ermeni saldırısı sonucu ölenlerin sayısı. |
563
|
||
1916-5-8
|
Van,
Tatvan |
Tatvan
iskelesinde yapılan saldırıda ölenler. |
1600
|
||
1915-5-9
|
Bitlis |
Hudut
köylerine taaruz sırasında ölenler. |
40000
|
||
1916-5-8
|
Bitlis |
Kaçmaya
çalışanlardan ölenler. |
10000
|
||
1915-5-9
|
Bitlis |
Çeşitli
köylerde ahalinin katli sonucu ölenler. |
123
|
||
3
|
1915
|
Van |
Çeşitli
yerlerde ahalinin katli sonucu ölenler. |
44
|
|
1916-5-22
|
Van |
Dir
nahiyesinde boğazlanarak öldürülen sübyanlar. |
1000
|
||
1916-5-22
|
Köprüköy,
Van |
Tamamen
yok edilen Köprüköy'de ölenler. |
200
|
||
1916-5-22
|
Van |
Rus ve
Ermenilerin yaptıkları katliamda ölenler. |
15000
|
||
1916-5-22
|
Van |
Şamran
mahallesinde katledilen erkekler. |
8
|
||
1916-5-22
|
Van |
Ermenilerce
yemeklerine zehir katılarak öldürülen Müslümanlar. |
8000
|
||
1916-5-22
|
Van |
Hoşab'da telef
edilen nüfus. |
80000
|
||
1916-5-22
|
Van |
Ergel ve
Atyan'da halkın imhası sonucu ölenler. |
15000
|
||
4
|
1916-5-23
|
Of |
Taarruz
edilerek öldürülen kadınlar. |
5
|
|
5
|
1916-5-23
|
Trabzon |
Bazı
köylerde yapılan katliamda öldürülenler. |
2086
|
|
1916-5-23
|
Van |
Seyl köyünde
öldürülen Musevîler. |
300
|
||
1916-5-11
|
Van |
Van ve
köylerinde yapılan katliamda öldürülenler. |
44233
|
||
1916-5-11
|
Malazgirt |
Malazgirt
ve köylerindeki baskında öldürülenler. |
20000
|
||
6
|
1916-6-11
|
Bitlis |
İşgal
sırasında yapılan zulümde öldürülenler. |
12
|
|
7
|
1916-4-1
|
Van,
Reşadiye |
Aşnak
karyesinde yapılan zulümde ölenler. |
15
|
|
8
|
1916-6
|
Van,
Abbasağa |
Abbasağa
köyündekilere işkence. |
14
|
|
1916-6
|
Edremit,
Vastan |
Edremid'de
yapılan kırımda öldürülenler. |
15000
|
||
9
|
1915-4
|
Bitlis |
Savur
köyünde ahaliye yapılan zulümde ölenler. |
29
|
|
1915-4
|
Muradiye |
Abaağa
köyü halkının katli sırasında ölenler. |
10000
|
||
10
|
1915-5
|
Van |
Hasanan
aşiretinden zayi olanların sayısı. |
20000
|
|
1915-2
|
Haskay |
Ermeni
çeteleriyle çarpışmada ölenler. |
200
|
||
1915-2
|
Dutak |
Köye
saldırı sırasında ölenler. |
3
|
||
1915
|
Bitlis |
Rus,
Ermeni ve Kazak saldırısında öldürülenler. |
16000
|
||
1916-5
|
Muş |
Köylere
saldırıda öldürülenler. |
500
|
||
11
|
1915-4
|
Van |
Köylere
baskında öldürülenler. |
120
|
|
1915
|
Van |
Bazı köy
ahalisinden öldürülenler. |
150
|
||
1916-5-25
|
Bayezit |
Bayezid'de
imha edilenlerin sayısı. |
14000
|
||
12
|
1915
|
Muş |
Ermeni
çeteleri tarafından katledilen muhacirler. |
800
|
|
1915-8
|
Müküs |
Tahliye
esnasında katledilen ahali sayısı. |
126
|
||
1916-6-7
|
Müküs
Şeyhan |
Katledilen
nüfusun sayısı. |
121
|
||
1915-7
|
Muş Akçan |
Kuyuda
bulunan cesetlerin sayısı. |
19
|
||
1329
|
Muş |
Anak
manastırı önünde şehit edilenlerin sayısı. |
10
|
||
13
|
1915
|
Bitlis
Hizan |
Uçum
nahiyesi köylerinde yapılan katliâmda ölenler. |
113
|
|
14
|
1915
|
Van |
Van ve
civarında yapılan katliam |
5.200
|
|
15
|
1916-8-14
|
Bitlis |
Köylerde yapılan katliâmda ölenler. |
34
|
311
|
16
|
1916-6-6
|
Şatak
Serir |
Köye
saldırıda ölenler |
45
|
|
1916-6-6
|
Şatak |
Ermeni
saldırısında ölenler. |
1150
|
||
17
|
1916-1-15
|
Terme |
Ermeni
eşkiyasının saldırısında ölenler |
9
|
|
18
|
1919-1-25
|
Kars |
Katledilen
milletvekilli sayısı. |
9
|
|
19
|
1919-1-21
|
Kilis |
Devriye
gezerken katledilen Osmanlı askerleri. |
2
|
|
20
|
1919-2-26
|
Adana,
Pozantı |
Ahaliden
katledilenlerin sayısı. |
1
|
4
|
21
|
1919-5-18
|
Osmaniye |
Zor
Telgraf Müdürü'nün katli. |
1
|
|
22
|
1919-6-13
|
Pasinler |
Isısar
karyesi civarında katledilenlerin sayısı. |
3
|
|
23
|
1919-6-3
|
Iğdır |
Abbaskulu
aşiretinin köylerine saldırıda ölenler. |
8
|
|
24
|
1919-7-7
|
Kars, Göle |
Ermeniler
tarafından katledilenler. |
9
|
|
25
|
1919-7-9
|
Kağızman |
Ermenilerle
çarpışma sırasında ölenler. |
6
|
|
26
|
1919-7-9
|
Kurudere |
Kurudere'ye
saldırı sırasında ölenler. |
8
|
|
27
|
1919-7-8
|
Mescidli |
Ermeni saldırısı sırasında ölenler. |
4
|
4
|
1919-7-8
|
Gülyantepe |
Ermeni
saldırısı sırasında ölenler. |
10
|
||
28
|
1919-7-11
|
Mescidli |
Köylere taarruz sırasında ölenler. |
35
|
20
|
29
|
1919-7-19
|
Bulaklı |
Köylere taarruz sırasında ölenler. |
2
|
2
|
30
|
1919-7-24
|
Kars,
Kağızman |
Şûra
reisine ve ailesine yapılan saldırıda ölenler. |
9
|
|
31
|
1919-7
|
Sarıkamış |
Antranik
çetesinin köylere saldırısında ölenler. |
803
|
|
32
|
1919-7
|
Sarıkamış |
Ricat
sırasında Ermeniler tarafından öldürülenler. |
695
|
|
33
|
1919/8
|
Muhtelif
köyler |
Köylere
yapılan Ermeni saldırılarda öldürülenler. |
2502
|
|
34
|
1919-7-5
|
Kağızman |
İşkence
ile öldürülenler. |
4
|
|
1919
|
Tiknis,
Ağadeve |
İşkence ve
tecavüz ile öldürülenler. |
5
|
||
1919-7-19
|
Pasinler |
Köy basarak öldürülenler. |
2
|
2
|
|
1919
|
Nahçıvan |
Birçok köy
basılmak suretiyle öldürülenler. |
4.000
|
||
35
|
1919-7
|
Kurudere |
Baskınla
katliâm sırasında öldürülenler. |
8
|
|
1919-7-4
|
Akçakale |
Köy
basılarak öldürülenler. |
180
|
||
1919
|
Sarıkamış |
İmha ve
idam ile öldürülenler. |
9
|
||
1919
|
Sarıkamış |
Bomba ile
ile öldürülenler. |
2
|
||
36
|
1919-8-15
|
Erzurum |
Çeşitli
şekilde yapılan işkencelerle öldürülenler. |
153
|
|
1919-8-15
|
Erzurum |
Yakılarak,
boğularak öldürülenler. |
426
|
||
37
|
1918
|
İspir ve Bayburt |
İspir ve Bayburt kazalarında Ermenilerin
yaptığı soykırım |
150
|
|
38 |
1919-9
|
Allahüekber |
Taarruz ve Yağma ile öldürülenler |
3
|
|
39
|
1919-9-14
|
Sarıkamış |
Çatışma sırasında öldürülenler. |
1
|
2
|
40
|
1919-11-11
|
K.maraş |
Sokak çatışması sırasında öldürülenler. |
2
|
2
|
41
|
1919-11
|
Adana |
Trenden atılarak öldürülenler. |
4
|
|
1919-11-6
|
Ulukışla |
Gözleri oyularak öldürülenler. |
7
|
||
42
|
1919-12-7
|
Adana |
Çatışma sırasında öldürülenler. |
5
|
4
|
43
|
1920-1-22
|
Gaziantep |
Saldırı ile öldürülenler. |
2
|
1
|
44
|
1919-9
|
Ünye |
İşkence ile öldürülenler. |
12
|
|
45
|
1920-2-28
|
Pozantı |
Esir Türk askerlerine baskın sırasında
öldürülenler. |
40
|
|
46
|
1920-2-10
|
Çıldır |
Makineli tüfekle ile öldürülenler. |
100
|
|
47
|
1920-3-9
|
Zaruşat |
Kurşuna dizilerek öldürülenler. |
400
|
|
48
|
1920-2-2
|
Şuregel |
Kaçarken tipiden ve katledilerek
öldürülenler. |
1350
|
|
49
|
1338-3
|
K.maraş |
Bomba, süngü ile öldürülenler. |
4
|
4
|
50
|
1920-3-22
|
Şüregel, Zaruşat |
Çeşitli şekillerde öldürülenler. |
2000
|
|
51
|
1920-3-9
|
Zaruşat |
Süngü ve baltalarla öldürülenler. |
120
|
|
1920-3-16
|
Kağızman |
Çeşitli şekillerde katledilerek
öldürülenler. |
15
|
720
|
|
52
|
1920-4-6
|
Gümrü |
Trenden indirilerek kurşun ile
öldürülenler. |
500
|
|
53
|
1920-4-28
|
Kars |
Silahla öldürülenler. |
2
|
|
54
|
1920-5-5
|
Kars |
İşkence, silahlı saldırı, bombalama ile
öldürülenler. |
1774
|
|
55
|
1920-5-22
|
Kars |
Baskınla katledilerek öldürülenler. |
10
|
|
56
|
1920-7-2
|
Kars, Erzurum |
Baskın ile, hicret edenlere saldırarak
öldürülenler. |
408
|
|
1920-7-2
|
Zengibasar |
Kaçarken suya atılarak öldürülenler. |
1500
|
||
57
|
1920-7-27
|
Erzurum |
Baskın yoluyla öldürülenler. |
69
|
|
58
|
1920-2-1
|
Zaruşat |
Katliâm ve suda boğularak öldürülenler. |
2150
|
|
1920-5
|
Kars, Erzurum |
Çeşitli şekillerde katledilerek
öldürülenler. |
27
|
||
1920-8
|
Oltu |
Muhacirlere yapılan katliâm sonucu
öldürülenler. |
650
|
||
1920-8
|
Kars, Erzurum |
Ağaca bağlanıp boğularak öldürülenler. |
18
|
||
59
|
1920-10-15
|
Bayburt |
99 köyde yapılan katliâm neticesinde
öldürülenler. |
1387
|
|
60
|
1920-10-20
|
Göle |
Köylerde katliâm sonucu öldürülenler. |
100
|
|
61
|
1920-10-17
|
Pasinler |
30 köyde yapılan katliâm sonunda
öldürülenler. |
9287
|
|
62
|
1920-10-18
|
Tortum |
64 köyde katliâm sonucu öldürülenler. |
3700
|
|
63
|
1920-10-19
|
Erzurum |
Muhtelif mahallerde katliâm sonucu
öldürülenler. |
8439
|
|
64
|
1920-10-26
|
Kars civarı |
Değişik işkencelerle öldürülenler. |
10693
|
|
65
|
1920-10-28
|
Aşkale |
Köylerde yapılan katliâm sonucu
öldürülenler. |
889
|
|
66
|
1919-1-6
|
Zaruşat |
Top saldırısı ve işkence ile öldürülenler. |
86
|
|
67
|
1920-12-1
|
Kosor |
Köylerde katliâm sonucu öldürülenler. |
69
|
|
68
|
1920-12-3
|
Göle |
Süngülerle ve bomba ile öldürülenler. |
508
|
|
69
|
1920-12-4
|
Kosor |
Köylerde katliâm sonucu öldürülenler. |
122
|
|
70
|
1920-12-4
|
Kars, Zeytun |
Yakılarak ve çeşitli şekillerde
öldürülenler. |
28
|
|
71
|
1920-12-4
|
Sarıkamış |
13 köyde katliâm sonucu öldürülenler. |
1975
|
|
72
|
1920-12-6
|
Göle |
Köylerde katliâm neticesi öldürülenler. |
194
|
|
73
|
1920-12-7
|
Kars, Digor |
Çeşitli köylerde yapılan katliâmlarda
öldürülenler. |
14620
|
|
74
|
1920-12-14
|
Sarıkamış |
18 köyde yapılan katliâm sonucu
öldürülenler. |
5337
|
|
75
|
1920
|
Göle |
Kadın ve çocuklara saldırı sonucu
öldürülenler. |
600
|
|
1920
|
Kars |
Köylerde katliâm sonucu öldürülenler. |
3945
|
||
76
|
1920
|
Haramivartan |
Köylerde katliâm sonucu öldürülenler. |
138
|
|
77
|
1920
|
Nahçıvan |
Açlık, hastalık, soğuktan ve katl ile
ölenler. |
64408
|
|
78
|
1920-11-29
|
Zaruşat |
55 köyde katliâm sonucu öldürülenler. |
1026
|
|
79
|
1921-2
|
Zengibasar |
Kurşunlanarak öldürülenler. |
3
|
18
|
80
|
1920
|
Nahçıvan |
Muhtelif köylerde katliâm ile öldürülenler. |
63
|
5307
|
81
|
1920-2
|
Kars civarı |
Bir kaç köyde katliâm sonucu öldürülenler. |
561
|
|
82
|
1920-12
|
Erivan |
İşkence ile öldürülenler. |
192
|
|
83
|
1921
|
Karakilise |
24 köyde felaket ve muhaceret yüzünden
ölenler. |
6000
|
|
84
|
1921-11-21
|
Pasinler |
Kaza ahalisine yapılan katliâm sonucu
ölenler. |
53
|
|
1921-11-21
|
Erzurum |
39 köyde baskın yolu ile öldürülenler. |
1215
|
||
85
|
1918
|
Hınıs |
Baskın yolu ile öldürülenler. |
870
|
|
86
|
1918
|
Tercan |
Köylerde katliâm ile öldürülenler. |
580
|
|
87
|
1921
|
Nahçıvan |
Kaçırılarak, işkence ile öldürülenler. |
12
|
|
88
|
1921
|
Bayburt |
İşkence ile öldürülenler. |
580
|
|
89
|
1921
|
Arpaçay
|
Muhacirlere saldırı sonucu
öldürülenler.
|
148
|
|
Toplam
|
518.105
|
Kaynak: Doç.Dr.
Yusuf SARINAY (Devlet Arşivleri Genel Müdürü)
Not: Listeye
Ermenilerin Azerbaycan’da özellikle HOCALI’da yaptığı katliamlar sonucu şehit
edilen on binlerce Türk ilave edilmemiştir. Ayrıca Osmanlı son dönemlerinde
Avrupa ülkelerinde yaşayan veya Devleti temsilen bulunan onlarca şehidimiz de
ilave edilmemiştir.
DÜNYADA YAPILAN
SOYKIRIMLARLA İLGİLİ BİLGİ VE BELGELERE www.turkburosen.org.tr ana sayfasından SUNUMLAR bölümünü
tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder