Toplumsal dayanışma ruhunun en
üst seviyeye çıktığı zamanlardan biri olan Ramazan ayında salgın hastalıklarla
mücadelede güçlü bir dayanışma, muhtaç olanların yardımına koşma ferasetini
yurt dışında da gösteriyoruz.
İçinde yaşadığımız, ana vatandan
sonra yurt bellenen Almanya da bu süreçte önemli bir sınavdan geçti. Vatandaşlarına
sunduğu başarılı sağlık hizmetlerinin yanı sıra toplumun bütün kesimlerine hiçbir
ayrım yapmadan anlamlı bir birlik ve dayanışma mesajı verdi. Diyanet İşleri
Türk İslam Birliği (DİTİB) ve İslam Toplumu Milli Görüş'e (IGMG) ait camilerden
ezan sesleri yükseldi. Bütün inanç grupları önderleri vasıtası ile ortak bir
paydada birleşti. İnsanlığın ortak vicdanı harekete geçti.
İnsan yurt dışında yaşarken ister
istemez daha duyarlı davranabiliyor. Bir olaya hemen olumlu ya da olumsuz tepki
gösterebiliyor. Zor zamanlarda “Ülkemi nasıl daha iyi tanıtırım?” sorusu aklının
bir köşesini kurcalıyor. Değerlerini yaşatmak, yeni kuşaklara anlatmak istiyor.
Bu kriz döneminde, “sanayi
devrimi ve ardından gelen bilgi çağı denilen sürecin içine sos olarak katılan
kimi yaşam tarzları, yerel değerlerin aşındırıyor, sıradanlaşmasına ve hatta
değersizleştirilmesine neden oluyor” gibi öteden beri şikâyet edilen hususların
ortadan kalktığını görüyor; gerek yurt içinde gerekse yurt dışında sosyal
dayanışmanın güzel örneklerini sergiliyoruz.
Kadınlarımız, gençlerimiz;
yaşlılarımızı, kimsesiz ve yardıma muhtaç olanları unutmuyor. Kimi evinde
diktiği maskeleri ücretsiz dağıtıyor, kimi huzurevlerinde yaşayan insanlara ziyaretlerde
bulunuyor.
İnsanın kalite belgesi yüreğidir
sözünü doğrularcasına; “Allah sizi bütün kötülüklerden korusun sizin
emeklerinizi boşa çıkarmasın. İnşallah iyi günleri sizin ve evde kalan duyarlı
halk sayesinde göreceğiz inşallah Allah yar ve yardımcınız olsun.” diye gök
kubbe altında yükselen hayır dualar, milletimizin ferasetini gösteriyor. Bu
duygularımızdan, dualarımızdan bizi biz yapan değerlerimiz, onun arkasında da
inançlarımız adeta yeniden yeşerip filizleniyor; geleceğe ilişkin umutlarımız
tazeleniyor.
Zor zamanlarda toplumsal
dayanışma en üst düzeye çıkıyor. İnsanların gerçek yüzleri, karakterleri de bu
günlerde kendini ortaya koyuyor.
Bugün, gelecekte kalıcı anılarla
yad edilmek isteniyorsa, dün ve yarın arasında yapılanlarla anlam kazanır. Bu
itibarla devletimiz yurt dışında yaşayan Türkleri unutmadı; ihmal etmedi; önemli
bir dayanışma örneği sergileyerek kimsesizin kimsesi oldu. İnsanlarımız; bu
vesile ile yaşadıkları ülkelerde kendilerine kayıtsız kalmayan bir Devleti
olduğunu bir kere daha gördü. Sudan’dan İsveç’e kadar bütün çaresizlerin çaresi
oldu, bu necip millet.
Arkadaşım Aycan Güven’in dediği
gibi; “Gelecek ve geçmiş Türk'e aittir.” Endişeniz olmasın. Türk doğruluktur.
Türk güven verir. Türk vefalıdır. Türk'ün gönlü âlidir; çünkü orada Hakk
vardır. Adildir; çünkü bulunduğu yerde Hakk yüceltilirken, Batıl zayi olur.
Haksızlık olmaz, çünkü Hakk daimdir.” Türk; dünyada sağduyunun sesini,
milletler camiasında kadim dostluğu temsil eder, evrene uzanan dost elidir. Bu millet hiçbir zaman mahzun kalmayacaktır.
#Biz Bize Yeteriz ifadesinin
anlamını sözde değil, özde de göstermenin gurur ve onuru hepimize ait.
Not:
Bu yazı Bayern Post Aktüel Gazetesi Mayıs 2020 sayısı için hazırlanmıştır.
Not:
Bu yazı Bayern Post Aktüel Gazetesi Mayıs 2020 sayısı için hazırlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder