UNESCO’nun 2018 yılı verilerine
göre dünyada 5,6 milyon öğrenci kendi ülkesi dışında öğrenim görüyor. Bu sayı
geçtiğimiz yıl % 4 oranında artış gösterdi. Dolayısı ile yükseköğretim
kurumları salgın döneminde de eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerine devam
ediyor.
DAAD yayımladığı raporda uluslararası
kurumların verilerinden yola çıkıyor. UNESCO veya OECD tarafından daha önce
benzer eğitim istatistiği yayımlanmadığından bahisle, bazı verilerini buraya
dayandırıyor. Buna göre; öğrenci, öğretim elemanı hareketliliğindeki ilk 15
ülkeye bakıldığında ABD açık ara önde görünüyor. Bu ülkedeki üniversitelerde
görevli 135.000 yabancı uyruklu araştırmacı bulunuyor. Bu ülkeyi 65.000
araştırmacı ile Birleşik Krallık, 48.000 ile Almanya, 29.000 ile İsviçre,
15.000 Fransa takip ediyor.
Üniversitelerin ve
yükseköğrenimin uluslararasılaşması ile birlikte, öğrenciler sınırlar ötesinde
öğrenim görmeyi adeta olmazsa olmaz olarak görüyorlar. Avrupa Birliği de
oluşturduğu ortak yükseköğrenim alanıyla öğrenci hareketliliğini teşvik ediyor;
öğrencilerin farklı üniversitelerden aldığı dersleri, kendi üniversitelerinde
kredilendirerek, mezuniyet sonrası için önemli perspektiflerin oluşmasına
yardımcı oluyor. Almanya 32 ülkede 55 merkezde 328 ayrı yükseköğretim programı
ile uluslararasılaşmada önemli bir yere sahip. Üniversitelerde öğrenim gören
yabancı uyruklu öğrenci sayısı 2005 yılında 26.000 civarındayken 2020 yılında
yaklaşık 35.000’e çıkmış durumda. Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinden (
Mısır, Ürdün, Umman, Türkiye) ve Asya ülkelerinden (Çin, Vietnam, Singapur,
Kazakistan, Kırgızistan) gelen öğrenciler ağırlıkta görünüyor. Pandemi döneminde yani, 2020 yılında sadece yaklaşık
% 1 gibi bir gerileme yaşandı. Türkiye’den gelen ve Alman üniversitelerinde
kayıtlı öğrenci sayısı 2018 yılı verilerine göre 125.138 olarak kaydedilmiştir.
Almanya Federal Cumhuriyeti
Avrupa Ortak Yükseköğrenim Alanı içinde yer alıyor ve Bologna sürecine aktif
katılımı olan bir AB ülkesi olarak dikkati çekiyor. 2019 yılında Türkiye’den Almanya’ya
ERASMUS öğrenci değişimi çerçevesinde gelen öğrenci sayısı 3.062. Türkiye bu
sayı ile Fransa, İspanya, İtalya’dan sonra dördüncü sırada yer alıyor.
İstatistiklere bakıldığında Almanya’ya gelen on ülkenin öğrencileri içinde Türkler
% 9,2’lik oranla dördüncü sırada görülüyor.
Alman İstatistik Dairesinin
verilerine göre 2019/2020 eğitim öğretim yılında kısa süreliğine Almanya’ya
gelen 20 ülkenin öğrencileri arasında Türkiye 1072 öğrenci ile 7. sırada görülüyor
ve toplam öğrenci sayısı içindeki oranı % 4,3 civarında kaydedilmiş.
Türkiye’den Almanya’ya gelen ve
bu ülkede uyum kurslarına katılan Türkiye kökenlilerin yaş ortalaması 33 ve
bunların sayısı 738 kişi. Toplam on bir ülke içindeki orana bakıldığında ise
Türkler % 8,6 oranla ikinci sırada yer almaktadır.
Almanya’da yükseköğrenim görmek
üzere uni-assist üzerinden başvuruda bulan Türkiye kökenli üniversite adaylarının
Almanca dil düzeylerine göre oranı; A1/A2 düzeyde %22, B1/B2 düzeyinde % 47,
C1/C2 düzeyinde oranı % 31. Türkiye’den yapılan başvurulara bakıldığında
Türkler 20 ülke arasında 8. sırada. Başvuruların % 87’si ilgili bölüme gönderilmiş,
kalanlar iade edilmiş. 2019-2020 eğitim öğretim yılında Türkiye’den yapılan
başvurularda %-69,7 oranında bir
gerileme söz konusu olmuş. Yapılan ankette, öğrenimini tamamlamak üzere olan öğrenci
sayısı 8.401 kişi ve bu rakam toplam öğrenciler içinde % 2,8’lik bir oran
oluşturuyor.
Toplam 20 ülkenin yer aldığı sıralamada ilk sırayı 41.353 (%12,9) ile Çin, ikinci sırayı 24.868 (%7.8) Hindistan, üçüncü sırayı 15.948 (%5) Suriye, dördüncü sırayı 12.020 (%3,8) ile Avusturya ve 10.507 (%3,3) öğrenci ile Rusya almaktadır. (Kaynak: https://www.wissenschaft-weltoffen.de/de/)
Son olarak şunu belirtelim ki her işin esas hedefine kısa ve kestirme yoldan varmak arzu edilmekle beraber, yolun kabul edilebilir; mantıki ve özellikle bilimsel olması şarttır. Bilim; gerçeğe giden yolları aydınlatan ışıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder