22 Mart 2019 Cuma

Okuyup da ne olacak?

Bazı insanlar, hayattaki başarı ya da başarısızlıklarını şansa bağlar. Bazıları yaşları belli bir doygunluğa geldiğinde, özdeğerlendirme yapıp „keşke“ ile başlayan cümleler kurar; bazıları da „keşke“ demeden, yaşadıklarından dersler çıkarıp hayatın akışına odaklanırlar.

Bir toplumu diğer toplumlardan ayıran en belirleyici niteliklerden biri, toplumların yaşam biçimi ile eğitim ve öğretime olan bakış açısıdır. Bu bakış açısı aynı zamanda eğitim uygulamalarının önemli bir göstergesidir. Her toplum varlığını sürdürebilmek için kendi kültürünün özelliklerini yeni kuşaklara eğitim, kültürleme yoluyla aktarır. Bu aktarım ile bireyler mesleki ve sosyal hayatlarında verimsizlik duygusu yaşamadan, geleceği inşa etme becerisini kazanır.

Toplumun, bireylerini kendi kültürünün istek ve beklentilerine uyum sağlayacak şekilde yetiştirmesine “kültürleme” denir. Kültürleme, kültürel değerlerin bireye aktarılması sürecidir. Kültürlemenin belli bir amaca bağlı olarak yapılması eğitimdir. Bu nedenle eğitim, “kasıtlı kültürleme süreci” olarak da tanımlanmaktadır.

Eğitim, evde, okulda, sokakta, velhasıl hayatın bütün aşamalarını kapsayan bir süreçtir. Davranış değişikliği, her zorluğa göğüs gerilen, her engele bedel ödenen zorlu bir sürecin sonunda olur ve bireyin yaşantıları ile doğrudan ilişkilidir. Bu davranış değişikliğinin gerçekleşmesi için günlük zevklerin birçoğundan mahrum kalınacaksa, kalınacak ve bir bedel ödenecek. Bu bedel ödenmediğinde, ateşe dayanamayan toprağın tuğla olamayacağı gibi kişi hedefine ulaşabilmek için cesaret ve kararlılıkla çalışmazsa, sonuca da ulaşamaz. Sonunda bazen „eğitimsiz“ bazen de „terbiyesiz“ ifadeleri ile tanımlanır. Bu bağlamda terbiye ile eğitim aynı anlamda kullanılmaktadır. Eğitim sürecinde başarılı sonuçlar alamayan toplumların, kendi dışında da parlak başarıları elde etmesi beklenemez.

Gelelim eğitimin genel işlevine; bir başka ifade ile ne işe yaradığına. Eğitim; bireyin topluma, toplum dinamiklerine uyumuna katkıda bulunur. Bireyde var olan beceri ve yeteneklerin mümkün olduğunca gelişmesini sağlar. Bu gelişimin toplumsal, bireysel, ekonomik, sosyal ve siyasal yönleri vardır.

Bu ifadeler biraz daha açılanacak olursa, eğitim; bireyin toplumsal ve sosyal hayatın içinde kendini gerçekleştirmesine yardım eder. Eğitim yoluyla kendini gerçekleştiren birey de etrafında olup bitenleri öğrenme, olaylar ve olguları tartışma isteği duyar. Dili etkili kullanır. Saymayı ve hesap yapmayı öğrenir; problem çözme becerisini geliştirir. İşittiğini duyar, baktığını görür. Sağlık ve hastalık hakkında asgari bilgiye sahip olup, sağlıklı yaşama bilinci kazanır. Spor ve boş zaman etkinliklerine katılır, entelektüel ilgi alanları geliştirir. Güzel olanı takdir eder; başarılı olanları ödüllendirir. Kendi geleceğine kendisi yön verebilir.

Eğitim, bireyin insan ilişkilerini geliştirmesine yardım eder. Böylece eğitimli birey;  insanlığa, onun ortak kültürel değerlerine saygı duymayı ilke edinir; dostluğa önem verir. Eğitimli insanın zengin bir sosyal yaşamı vardır. Başkaları ile işbirliği yapar. Sosyal davranışlarında kibardır. Aile kurumunu sayar, sahip çıkar ve sorumluluklarını yerine getirir.

Eğitim, bireyin ekonomik yetkinliğini de geliştirir. Ekonomik bağımsızlığını kazanan birey; çalışmaktan haz duyar, iyi bir üretici konumuna geçer. Meslekleri tanır ve mesleğini seçmede isabetli kararlar alabilir. Mesleğinde başarılıdır, yaptığı işin toplumsal ve sosyal önemini kavrar. Ekonomik görüşe sahiptir. Kendi gelir ve harcamalarını düzenler; harcamalarında akıllıdır. İyi ve bilinçli bir tüketicidir.

Eğitim, bireyin vatandaşlık sorumluluğunu geliştirir. Bilinçli vatandaş olma sorumluluğunu geliştiren bireyler;  sosyal adalet konusunda da duyarlıdır. Propagandaya karşı eleştirici düşünme yeteneği geliştirir. Hoşgörülüdür; fikir ayrılıklarına saygı duyar. Ulusal kaynakları korur; değerlerine sahip çıkar. Bilimin, insan yararına gelişmesi gerektiğini bilir. Dünyadaki gelişmeleri dikkatle izler. Yasalara saygılıdır. Vatandaşlık görevlerini bilir ve yerine getirir.  Demokratik ilkelere bağlıdır.

Hayatta başarılı olanlar ile başarısız olanların arasındaki en belirgin fark, şans değil; başarısızların yapmaktan çekindiklerini, başarılı olanların birçok şeyden vaz geçerek tutkuyla yapmasıdır. Eğitim sürecindeki sorumluluklarını yerine getirmeyenler başarısız olurken, getirenler başarıyı tadanlardır. 

Bütün bunlardan sonra, okuyup da ne olacağına siz karar verin.

--------
Bu yazı Post Gazetesi'nin Mart 2019 sayısında yayımlanmıştır (s. 16)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Argo Kullanımı

  Türkçede küfürle karışık sevgi, övgü ifadeleri vardır. Görünüşte çok masum gelen, üzerinde düşününce de derin anlamlar içeren kelimeleri b...