3 Kasım 2014 Pazartesi

Festival Turizmi: Geçmişin Toylarını Geleceğin Festivallerine Dönüştüren Turizm Etkinlikleri*


Giriş
Festival turizmi konusunda bir çalışma istenince önce “kültür turizmi” başlığı altında genel bir yazı hazırlamayı düşündüm. Sonra bu kapsamının oldukça geniş, vaktin de dar olması nedeniyle kültürün şemsiyesi altında ele alınan “festival turizmi” üzerine yoğunlaşmaya ve görüşlerimi bu alanla sınırlandırmaya karar verdim. Önceki yazılarımdan birinde festival turizmine ilişkin genel bir değerlendirme yapma fırsatım olmuştu (Çakır 2009). Bu defa “geçmişin toylarını geleceğin festivallerine dönüştüren turizm etkinlikleri” başlığı altında festival turizmi ele alıyorum. Yazıda festival kavramının tarihçesinden başlayıp Türklerde ve Avrupalılarda festival geleneği ve türlerini; festivalin turizm etkinlikleri arasında bir çekim ögesi olarak kullanılmasını, bu etkinliklerin sürdürülebilir turizm hareketi yaklaşımıyla sosyal, ekonomik ve kültürel değerlere dönüştürülmesi konusu üzerinde durup, İzmir özeli için de kullanılabilecek çözüm odaklı öneriler geliştirmeye çalıştım.

Festival teriminin kullanımı
İnsanların belli zaman dilimlerinde, önceden belirlenen yerlerde toplumsal, sosyal veya dinsel bir amaca bağlı olarak toplanması ve öngörülen etkinlikleri yapması festival, şenlik gibi adlarla anılmaktadır. Festival geleneği çok eskilere dayanmakla birlikte, günümüzde modernize edilmiş; ekonomik ve sosyokültürel özellikleriyle de beynelmilel bir özellik kazanmıştır.

Kavramın kökenine bakınca, dilimize batı dillerinden geçtiği anlaşılmaktadır. Festival, Latince festum kelimesine dayanmakta olup, İbranicede yaratıcı ile belli zamanlarda bütünleşmek, bir arada olmak anlamında kullanılan moed ile de anlamdaş olduğu belirtilmektedir (Bkz.: Gebhardt 1987). Germanik dillerden Almancada eğlence anlamında kullanılan Feier (Latince. Feriae; aslı fesiae) de bu kökenden gelmekte ve benzer anlamlarda kullanılmaktadır.

Türk tarihine bakınca da değişik kaynaklarda dini, sosyokültürel içerikli çeşitli şenliklerin, törenlerin düzenlendiği görülmekteri. Örneğin, Kaşgarlı Mahmud (Arapça: محمود بن الحسين بن محمد الكاشغري, Uygurca: Mehmud Qeshqeri, d. 1008 - ö. 1105) tarafından yazılan Divan-ü Lugati't-Türk adlı başyapıtta,  Türklerin bayram ve festival geleneklerine vurgu yapılır. Burada geçen bayram kelimesinin “bedhrem” olarak kullanıldığı, Oğuzların bu kelimeyi “beyrem” şekline çevirdiğini ve günümüzde de “bayram” olarak kullanıldığını öğreniyoruz (Kaşgarlı Mahmûd 1939 1941:I, III, 480 176).

TDK Türkçe Sözlüğü festival için dört ayrı karşılık vermiş. İlk önce “Dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı veya niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi” festival olarak tanımlanmış. Ardından sinema ve tiyatro ile ilişkili anlam verilerek “Belli bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi sonunda ödül, derece verilmesi biçiminde düzenlenen ulusal veya uluslararası gösteri dizisi, şenlik” festival olarak tanımlanmış. Üçüncü anlam ise daha çok yerel yönetimlerce düzenlenen "Kiraz festivali" gibi etkinliklere atıfta bulunularak  “Bir bölgenin en ünlü ürünü için yapılan gösteri, şenlik” şeklinde bir açıklamaya yer verilmiş. Son olarak “Düzensiz toplantı, curcuna” da festival kapsamında değerlendirilmiş (TDK Türkçe Sözlük 2014: URL).

Festival geleneği ve türleri
Bilgi ve iletişim ağının yoğunlaşması ile birlikte, somut olmayan kültürel mirasların kültürler arasındaki dolaşımı da hız kazanmış; festival gelenekleri benzer özelliklere bürünmeye başlamıştır. Türkler arasında düzenlenen festival geleneğinin Hunlardan beri bayram ve şenlik gibi adlar altında devam ettirilerek günümüze kadar getirildiği biliniyor. Hatta düzenlenen etkinliklerde kimi protokol kurallarının uygulandığı anlatılıyor (Mandaloğlu 2012: 214). Tarihi kayıtlara bakınca, Batılı ülkelerdeki festival geleneği de en az Türklerin sürdürdüğü gelenekler kadar eski olduğu görülüyor. Dolayısıyla festivaller, şenlikler v.d. somut olmayan kültürel mirasın yerel ve evrensel düzeylerde tanıtılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için önemli birer köprü görevi de görüyor.

Öte yandan, dünyada gelir kaynaklarının sıralanmasında turizmin en hızlı gelişen alanlar arasında olduğu bilinmektedir. Dolayısı ile ülkeler ve şehirler olimpiyatlar, dünya kupaları ve uluslararası fuarlar gibi etkinliklerin organizasyonu için önemli bir rekabet halindedir.

Batılı toplumların geleneği olarak görülen pek çok kültürel ögenin, aslında Türklerin toplumsal ve sosyal hayatında da yaygın olarak görüldüğünü; dolayısıyla ulusların kültür ve medeniyetlerinin içinde yaşadıkları coğrafyaların etkisiyle şekillendiğini ve bunun zamanla yaşam biçimine dönüştüğü gözlenmektedir. Aşağıda coğrafya, kültür ve ulus ayırımı yapılmaksızın tespit edilen etkinlik türlerine örnekler verilmiştir.

  1. Bütün kültürlerde takvime bağlı olarak görülen yeni yıl, gün dönümü gibi eğlencelerin bizim kültürümüzde de yılbaşı, nevruz, bağ bozumu gibi adlarla yaşatıldığını görmek mümkündür.
  2. Baharın gelişi Türk halkları tarafından Nevruz, Bahar Bayramı gibi adlarla anılmaktadır (Pirverdioğlu 2002: 44). Aynı şekilde Batı kültüründe de doğanın uyanması, bitkilerin yeşermesiyle gibi vesilelerle bir dizi etkinlik (Natur- und Vegetationsfeste (Frühlingsfeste, Erntedankfeste) düzenlenmektedir.
  3. Dünyanın hemen her yerinde siyasal nedenlere bağlı olarak kuruluş, kurtuluş bayramları ile ilişkilendirilen şenlikler, eğlenceler düzenlenmektedir.
  4. Dini bayramlar sadece İslam âlemine özgü değildir. Noel, paskalya ve diğer kutsal günler için şenlikler, eğlenceler düzenlenmektedir. Bu şenlikler sadece İbrahimi dinlerle de sınırlı değildir.
  5. Batılıların »Mundus inversus«-Şenlikleri olarak adlandırdığı, adeta dünyanın altını üstüne getiren karnaval gibi şenlikler hemen her coğrafyada düzenlenmektedir. Bu organizasyonların kimi dini, kimi ticari amaçlı olup; önemli iktisadi turizm girdilerinin sağlanmasına ve sosyal, kültürel kazanımların elde edilmesine yardımcı olmaktadır.
  6. Diploma törenleri, ergenlikten çıkışın kutlanması gibi özel günlerde de etkinlikler düzenlenip, hediyeler verilmektedir. Türklerde hayatın her aşamasında hediye alma, hediye verme geleneği vardır. Potlaç adı verilen ve günümüzde şekil değiştiren bir geleneğe göre ev sahibi önemli bir nedene dayandırdığı ziyafet verir, ardından davet sahibinin hazırladığı hediyeler konuklar tarafından alınıp götürülür ve davet sona erer.  Geri kalan, alınmayan hediyeler de imha edilir (Gökalp 1976: 74).
  7. Söz, nişan, düğün, nikâh gibi insan hayatının özel anları da şenlikler ve eğlencelerle kutlanır. Bu kutlama etkinliklerinin kalıcı anılara dönüştürülmesi, bu etkinliklere katılanlar için çekim ögesi olarak kullanılmasına bağlıdır.
  8. Cadılar bayramı, kadınlar günü, anneler günü gibi kadını odak noktasına alan, iktisadi hareketlenmeyi teşvik eden etkinlikler de şenlik vesilesi yapılabilmektedir.
  9. Ölümlerle ilgili organizasyonlar da turizm etkinlikleri kapsamına alınabilir. Vefat eden birinin geride kalan yakınlarının kaybettikleri kişi ile ilgili duygularını dışa vurdukları, dini veya sosyal organizasyonlar düzenlenmektedir. Batı kültüründe ölüm etkinlikleri (Totenfeste -Allerseelen, Gedenktage) olarak adlandırılan bu durum Türklerin tarih boyunca ölülerine saygı göstergesi olarak düzenlediği etkinliklerdir ve İslamiyetten önceki dönemde ölü gömme veya yas töreni olarak adlandırılan yoğ törenleri düzenlenmekteydi. Bu törenler canlandırılabilir; dini ritüellerle desteklenebilir.
  10. Doğum günü gibi kişisel etkinlikler de gerçekleştirilmekte; bu etkinliklerin turizm faaliyetleri kapsamında planlanması düşünülebilir.
  11. Tiyatro, konser gibi etkinlikler.
  12. Edebiyat günleri, kitap fuarları.
  13. Ziyaretçilerin de etkin olarak katılabildiği veya katılamadığı sergiler ve yılaşırı sanat etkinlikleri (bienalleri).
  14. İstanbul Shopping Fest 2014 gibi iktisadi canlanmaya yönelik dönemsel satış etkinlikleri.
  15. Açık kapı günleri ve ziyaretçilerin de etkin olarak katılabileceği kermes gibi etkinlikler.
  16. Ramazan şenlikleri, ortaoyunu, gölge oyunu gibi unutulmaya yüz tutan değerlerin canlandırılması ve yeniden, yeni formatlarla sunulması.
  17. Bilindiği gibi, en az iki aşığın dinleyici huzurunda veya herhangi bir yerde karşı karşıya gelerek, birbirlerini sazda ve sözde belli prensipler içinde denemeleri esasına dayanan aşıklık geleneği de festival, şenlik kapsamında değerlendirilebilir (Artun 2013: 1).


Yukarıda sayılan etkinlik türlerinin artırılması mümkündür. Burada önemli olan her bir etkinliğin planlanması, yönetilmesi ve amaca uygun şekilde sonuçlandırılmasıdır. Bu da ayrı bir uzmanlık ve eğitim alanı olan etkinlik yönetimi (event management) adlı eğitimin alınmasını gerektirir.

Festivalin Çekim Ögesi Olarak Kullanılması
1950 yılında uluslararası turist varışları 25 milyon iken, 2011 yılına gelindiğinde, bu rakamın 980 milyona yükseldiği ve 2030 yılında da 1,8 milyara ulaşacağı öngörülmektedir (Bkz. TÜROFED 2014: 4). Dünya Turizm Örgütü’nün dünya turizminin gelişimi konusundaki uzun vadeli öngörüsünde; 2020 yılına kadar uluslararası seyahatin yaklaşık % 4,1’lik bir hızla büyüyeceği ve tüm dünyada uluslararası turist varışlarının 1,6 milyara ulaşacağı ve 2030 yılına değin 1,8 milyarı geçeceği beklenmektedir (UNWTO, 2013: 2).

Festivaller daha çok “yerel bir topluluk tarafından tarihi önceden belirlenmiş ve yörenin simgesi haline gelerek gelenekselleşmiş ve sürekliliği sağlanarak toplumun kolektif belleğinde yer alan etkinlikler” (Küçük 2013: 3) haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu etkinlikler, kültürel turizm etkinlikleri kapsamında yer alan halk dansları gösterimleri, konserler, sportif etkinlikler, özel ilgi turizmi ile desteklenmektedir. Bu öngörüden yola çıkarak pek çok şehrin yöneticisi, şehirlerine özgü fuarlar, festivaller, kültür ya da sportif organizasyonları düzenlemektedir (Özdemir, 2008: 33).

Bu bağlamda, Türkiye’de her yıl pek çok kutlama, festival, fuar, vb. etkinlik düzenlenmektedir. Bunlardan bir kısmı şunlardır: Bolu Beyaz Et Festivali, Mengen Aşçılık Festivali, Manisa Mesir Şenlikleri, Afyon Zafer Şenlikleri, Trabzon Fetih Şenlikleri, İzmir Kurtuluş Şenlikleri, İstanbul Caz Festivali, Antalya Film Festivali, Akşehir Nasrettin Hoca Festivali, Pamukkale Festivali, Tekirdağ Kiraz Festivali, Ordu Altın Fındık Festivali (Küçük, 2012: 14), Eskişehir Film Festivali (Akoğlan Kozak ve Gül 2006); İzmir Selçuk ve Pınarbaşı Deve Güreşi Festivali, Bursa Karagöz Festivali, Silifke Festivali (Çulha, 2008: 1833) gibi etkinlikler örnek olarak sayılabilir.

Bu festivallerin yerel boyutta düzenlenenlerin yanı sıra uluslararası boyutlarda düzenlenen New York, Londra, Tokyo, Berlin ve Paris gibi önemli metropollerin büyük konser salonları ve dünyanın en önemli festivallerinde sahneye çıkan müthiş virtüözleri, dev orkestraların önde gelen solistlerini uluslararası klasik müzik takvimleriyle aynı anda İstanbul’a sunulan İstanbul Resitalleri, elli yılı geride bırakan Uluslararası Troia Antik Kenti Festivali, Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali, Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı gibi başarılı örnekler de sayılabilir.

Etkinliklerin sürdürülebilir turizm hareketine dönüştürülmesi
Dünya Turizm Örgütü (DTÖ)’ne göre sürdürülebilir turizm; “insanın etkileşim içinde bulunduğu çevrenin bozulmadan korunarak kültürel bütünlüğün, çevreyle ilgili süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve yaşamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda tüm kaynakların ev sahibi bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçlarını doyuracak şekilde ve gelecek nesillerin de aynı ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri biçiminde yönetildiği bir kalkınma şeklidir (Sarkım, 2008: 4). Dolayısıyla festival ve benzeri kültürel etkinlikler bir yandan dünya insanları arasındaki barışı ve dostluğu pekiştirirken, öte yandan yeni kültürlere ve yaşamlara duyulan ilgiyi uyandırarak insanları yeni yerler görmeye teşvik etmektedir (Tayfun ve Arslan, 2013: 193).

Turizm etkinliklerinin düzenlenen bölgeye ekonomik, sosyal ve iktisadi getirisinin olabilmesi için sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekir. Sürdürülebilirlik kısaca daimi olma yeteneği olarak tanımlanabilir. Bu da ancak iyi işleyen bir kurumsal yönetim, kalifiye insan kaynağı, paydaşlar ile gerçekleştirilen uyumlu işbirliği, çevrenin korunması, yapılan projenin toplumsal ve kültürel hayata iktisadi getirisi ile mümkün olabilir.

Kültürel değerlerin festivaller, şenlikler gibi etkinlikler üzerinden tanıtımı için yerelden evrensele uzanan bir süreç izlenmektedir. Bu süreç, popüler kültürden başlayıp gölge oyunu, meddah gibi unutulmaya yüz tutan değerlere kadar, geniş bir yelpazeye yayılmakta; kültürel değerlerin tanıtımında önemli roller üstlenmektedir. Bu tür etkinlikler, modernite ile postmodernite arasında kendini konumlandırma konusunda zihinsel bulanıklık yaşayan genç kuşaklara yol gösterici olur; eski ile yeni arasında bağ kurulmasına yardımcı olur ve sonuçta bütün çalışmaların belli bir amaca bağlı olarak planlanması ve hayata geçirilmesi ile sağlanacak katma değerlerin yerel ve ulusal kalkınmaya önemli katkılar sağlaması beklenebilir.

Çözüm Odaklı Öneriler
Avrupa Komisyonu’nun Şubat, 2014’te yayınlamış olduğu ve değişik demografik özelliklere sahip 31.122 kişiyle telefon vasıtasıyla gerçekleştirilen araştırma sonuçlarının yer aldığı “Flash Eurobarometer 392, Preferences of Europeans towards Tourism” raporuna göre, Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşlarının 2013 yılına dair geçmiş ve 2014 yılına yönelik gelecek tatil ve turizm tercihleri sorgulandığında, görüşülen kişilerin yaklaşık % 50’si 2013 yılında deniz/güneş/kum amaçlı olarak arkadaş veya akrabalarıyla birlikte seyahat ettiği anlaşılmıştır (TÜROFED 2014: 11). Dolayısıyla eğlence, dinlence amaçlı turizm hareketliliğinin diğer turistik hareket alanlarına göre artışa devam edeceği de öngörülebilir bir durumdur.

Bu bağlamda, yerel ekonomiyi kalkındırma düşüncesinin, insanı ve aileyi odak noktasına alması ve bu önceliğin bütün yerel paydaşlar tarafından benimsenmesi ve güç birliği yapılarak yerel rekabetin güçlendirilmesinin sağlanması şeklinde ele alınması gerekir. Yerel yönetimlerin insanı merkeze alan vizyon ve hedeflerini gerçekleştirebilmesi için şu dört temel stratejinin izlenmesi önerilmektedir: Özel sektörün belediyeye olan güvenini artırmak, yerel rekabet avantajlarını belirleyerek bu avantajları kullanmak, yatırım temelli sürdürülebilir kalkınma programları hazırlamak, yerel düzeyde yatırımları ve dolayısıyla girişimcileri desteklemek (Gürler Hazman, 2011: 145).

Festivaller, şenlikler ve panayır gibi etkinlikler ülkemizde ve dünyada hemen her yere yayılmış; artık geniş halk kitleleri tarafından da kanıksanmış durumdadır. Günümüzde fuar, festival, pazar, kutlama, tören, yıldönümü, spor faaliyetleri ya da hayırseverlik gibi adlar altında düzenlenen etkinlikler, alanın doğrudan ilgilendirdiği hedef kitlelerin ilgi alanı dışına çıkmaya başlamış; organizasyon bozuklukları gibi değişik nedenlerden dolayı halkın katılımında göreceli bir azalma gözlenmektedir. Düzenlenen etkinliklerin birer çekim ögesine dönüştürülmesi için organizasyonun bütün aşamalarda yetkin uzmanların görevlendirilmesi ve bütün paydaşların destek vermesi gerekmektedir.

Kültür turizminin etki alanları sıralandığında ekonomik, ekolojik ve sosyo kültürel etkileri de içine aldığı görülmektedir. Bu kazanımların elde edilebilmesi için, pazarlanacak ürünün seçimi, tanıtımı, pazarlaması ve kalite standardının korunması gerekmektedir. Pazarlama stratejileri bakımından ise konukların doğru bilgilendirilmesi, yönlendirilmesi, iyi planlanmış etkinliklerin hedef kitlenin beklentilerine göre doğru seçilmesi ve satışı pazarlama yönetimi üzerinde kar-hizmet oranının iyi ayarlanması gerekmektedir.

Kültürel değerlerin turizme kazandırılabilmesi için tarihi ören yerlerinin, tarihi yapıların turistik etkinliklere açılması; park ve bahçelerin turistik çekim merkezine dönüştürülmesi; kilise, cami, saat kulesi gibi alanların turizme kazandırılması; askeri bölgelerin ve savaş alanlarının açık hava müzelerine dönüştürülmesi; anıtların ve şehitliklerin yanı sıra cezaevlerinin ve benzeri diğer mekânların turistik çekim merkezine dönüştürülmesi düşünülebilir (Bkz.: Steinecke 2007).

Bilindiği gibi, Türkiye’de âşıklık geleneğinde belli yörelerde “karşılama”, “deyişme”, “atışma” veya “karşıberi” gibi adlar altında toplanan sistemli deyişmeler; en az iki âşığın dinleyici huzurunda veya herhangi bir yerde karşı karşıya gelerek, birbirlerini sazda ve sözde belli prensipler içinde denemeleri esasına dayanmaktadır (Günay, 1993: 47’den Artun 2013: 1).

Türkiye’de yaşayan Türk edebiyatının önde gelen yazarları ile okuyucuların bir araya geleceği edebiyat günleri, atelye çalışmaları yapılabilir. Bu etkinliklerden bağımsız olarak düzenlenen kitap fuarları ve imza günlerine ilave olarak, batılı kültürlerde yazarların yaptığı okuma günlerine benzer şekilde, canlandırmalar yapılabilir ve geçmişte kahvehanelerde yapılırken günümüzde unutulmaya yüz tutmuş “hikâye anlatma geleneği” yeniden gündeme getirilebilir (Bkz.: Başgöz 2013).

Tek merkezden yönetilecek şekilde organize edilen bir Türkiye festival haberleri ve etkinlik portali oluşturulmalı, her bir etkinlikle ilgili bilgilerin bu portalda yayımlanması yükümlülüğü getirilmelidir.
Turizm faaliyetleri ve festival etkinlikleri konusunda yerel esnaf eğitim yoluyla bilinçlendirilmeli ve etkinliklere katılımına önem ve öncelik verilmelidir. Bunun için de gerekli mali ve manevi teşvikler yoluyla festivali benimsenmesi ve sahiplenilmesi sağlanmalıdır.

Yöresel tanıma yönelik olarak düzenlenen festivallerde teşhir edilecek ürünlerin niteliği belirlenmeli; standartları önceden belirlenen türlerin tasnifi yapılmalı; yöresel kültüre ait olan değerlerin turistik değer haline getirilebilmesi için projeler hazırlanmalı ve proje çıktılarının ticari ürünlere dönüşerek yerel bütçelere katkı sağlamasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

Geçmişin toylarından kazandığı deneyimle geleceğin festivallerine ev sahipliği yapmaya hazırlanan güzel İzmir, gün batımının en güzelini gören gözlerin sahiplerinin senin gök kubbenin altında yaşarken kâh zaman unuttuğu, kâh sıradanlaştırdığı değerleri anlatabilmek için kelimeler kifayetsiz kalır. Hayatın bu şehirde yaşayanlarla aynı havayı teneffüs edince ayrı bir anlam kazanacağını söylemek isterim.

---
Bu çalışma Turistik Çeşme Gazetesi adına Başak Yasemin Arel tarafından hazırlanan Turizm Geliştirme-Araştırma Dosyası için hazırlanmıştır.

Kaynakça:
Akoğlan-Kozak, M. ve E. Gül (2006). “Festival Turizmi ve Uluslararası Eskişehir Festivali”. Eskişehir Ticaret Odası Dergisi, 23. Yıl, S.101, s.79.
Artun, E. (2013). Çukurova Âşıklık Geleneğinde Atışma. Folklor-Edebiyat (2013/3), s. 73-116. URL: http://turkoloji.cu.edu.tr/HALK%20EDEBIYATI/erman_artun_cukurova_atisma.pdf (son erişim: 21.10.2014).
Başgöz, İ. (2013). İran Azerbaycan’ında Türk Hikâye Anlatma Geleneği. Çev.: F. Özdamar. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi /Journal of Turkish World Studies, XII/2 (Kış 2013), s.371-386. URL: http://www.egeweb.ege.edu.tr/tdid/files/dergi_13_2/27_ilhanbasgoz.pdf (son erişim: 21.10.2014).
Çakır, M. (2009). Festival Turizmi. TÜROFED: Festival Turizmi Özel Sayısı. Şubat (2009). S. 29. ss. 88-90.
Çulha, O. “Kültür Turizmi Kapsamında Destekleyici Turistik Ürün Olarak Deve Güreşi Festivalleri Üzerine Bir Alan Çalışması”, Yaşar Üniversitesi Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 12, 2008, s.1827-1852.
Gebhardt, W. (1987). Fest, Feier und Alltag. Über die gesellschaftliche Wirklichkeit des Menschen und ihre Deutung. Frankfurt / Bern / New York / Paris: Peter Lang.
Gökalp, Z. (1976), Türk Medeniyeti Tarihi, Haz: İsmail Aka-Kazım Yaşar Kopraman. İstanbul: Kültür Bakanlığı Yayınları.
“Günay, U. (1993), 17. yy Saz Şairi Karacaoğlan’la ilgili Bir Değerlendirme 2, Uluslararası Çukurova Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri, Adana”, s. 47’den aktaran Artun, E.
Gürler Hazman, G. (2011). Türkiye’de Yerel Düzeyde Kalkınma Hedefi ve Belediyeler. 1. Baskı. Ankara:  Seçkin Yayınevi.
Kaşgarlı Mahmûd, Divanü'l-Lugati't-Türk, I-III, Ankara 1939-41.
Küçük, M. (2013). Kültür Turizmi Kapsamında Yer Alan Festival Etkinliklerinin Yerel Kalkınmaya Katkısı: Uluslararası Beyşehir Göl Festivali Üzerine Bir Araştırma. KOP Bölgesi Üniversiteler Birliği (UNİKOP) Bölgesel Kalkınma Sempozyumu 14-16 Kasım 2013 Konya. URL: http://unikop.org/makale/KS13-4-02.pdf (son erişim: 21.10.2014).
Küçük, M. (2012). “Turizmin Yerel Kalkınmaya Etkisi: Ankara Kızılcahamam Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.  Ankara: Atılım Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Mandaloğlu, M. (2012). İslamiyetten Önce Türklerde Toplantı ve Törenler. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi. Yıl 16. S. 2, ss. 211-232. URL: http://www.tsadergisi.org/Makaleler/1380561632_Bolum12.pdf (son erişim: 21.10.2014).
Özdemir, G. (2008). Destinasyon Pazarlaması, Ankara: Detay Yayıncılık.
Pirverdioğlu, A. (2002). Türklerde Yılbaşı ve Bahar Geleneği, Türkler, Cilt III, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları.
Sarkım, M. (2008). Değişen Seyahat Eğilimleri Kapsamında Sürdürülebilir Turizm Anlayışının Turizm Politikaları Üzerine Etkileri, 2. Ulusal İktisat Kongresi, 20-22 Şubat 2008, İzmir.
Steinecke, A. (2007). Kulturtourismus: Marktstrukturen, Fallstudien, Perspektiven. München/Wien: Oldenbourg Verlag.
Tayfun, A., Arslan, E. (2013) Festival Turizmi Kapsamında Yerli Turistlerin Ankara Alışveriş Festivali’nden Memnuniyetleri Üzerine Bir Araştırma, İşletme Araştırmaları Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 2, ss.191-206.
TDK Türkçe Sözlük. URL: www.tdk.gov.tr. (son erişim: 21.10.2014).
TÜROFED (Yay.). (2014). Türofed Turizm Raporu. Yıl 4. S. 8. URL: http://www.turofed.org.tr/PDF/DergiTr/Turizm_Raporu-TUROFED%20RAPOR.pdf (son erişim: 21.10.2014).
UNWTO–World Tourism Organization (2013), Tourism Highlights, 2013 Ed, (http://mkt.unwto.org/en/publication/unwto-tourism-highlights-2013-edition) (son erişim: 21.10.2014).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Argo Kullanımı

  Türkçede küfürle karışık sevgi, övgü ifadeleri vardır. Görünüşte çok masum gelen, üzerinde düşününce de derin anlamlar içeren kelimeleri b...