Festival turizmi konusunda bir çalışma
istenince önce “kültür turizmi” başlığı altında genel bir yazı hazırlamayı
düşündüm. Sonra bu kapsamının oldukça geniş, vaktin de dar olması nedeniyle
kültürün şemsiyesi altında ele alınan “festival turizmi” üzerine yoğunlaşmaya ve
görüşlerimi bu alanla sınırlandırmaya karar verdim. Önceki yazılarımdan birinde
festival turizmine ilişkin genel bir değerlendirme yapma fırsatım olmuştu (Çakır
2009). Bu defa “geçmişin toylarını geleceğin festivallerine dönüştüren turizm etkinlikleri”
başlığı altında festival turizmi ele alıyorum. Yazıda festival kavramının
tarihçesinden başlayıp Türklerde ve Avrupalılarda festival geleneği ve türlerini;
festivalin turizm etkinlikleri arasında bir çekim ögesi olarak kullanılmasını,
bu etkinliklerin sürdürülebilir turizm hareketi yaklaşımıyla sosyal, ekonomik
ve kültürel değerlere dönüştürülmesi konusu üzerinde durup, İzmir özeli için de
kullanılabilecek çözüm odaklı öneriler geliştirmeye çalıştım.
Festival teriminin kullanımı
İnsanların belli zaman dilimlerinde,
önceden belirlenen yerlerde toplumsal, sosyal veya dinsel bir amaca bağlı
olarak toplanması ve öngörülen etkinlikleri yapması festival, şenlik gibi
adlarla anılmaktadır. Festival geleneği çok eskilere dayanmakla birlikte,
günümüzde modernize edilmiş; ekonomik ve sosyokültürel özellikleriyle de beynelmilel
bir özellik kazanmıştır.
Kavramın kökenine bakınca, dilimize
batı dillerinden geçtiği anlaşılmaktadır. Festival, Latince festum kelimesine dayanmakta olup,
İbranicede yaratıcı ile belli zamanlarda bütünleşmek, bir arada olmak anlamında
kullanılan moed ile de anlamdaş
olduğu belirtilmektedir (Bkz.: Gebhardt 1987). Germanik dillerden Almancada
eğlence anlamında kullanılan Feier (Latince. Feriae;
aslı fesiae) de bu kökenden
gelmekte ve benzer anlamlarda kullanılmaktadır.
Türk tarihine bakınca da değişik
kaynaklarda dini, sosyokültürel içerikli çeşitli şenliklerin, törenlerin
düzenlendiği görülmekteri. Örneğin, Kaşgarlı Mahmud (Arapça: محمود بن الحسين
بن محمد الكاشغري,
Uygurca: Mehmud Qeshqeri, d. 1008 - ö. 1105) tarafından yazılan Divan-ü
Lugati't-Türk adlı başyapıtta, Türklerin
bayram ve festival geleneklerine vurgu yapılır. Burada geçen bayram kelimesinin
“bedhrem” olarak kullanıldığı, Oğuzların bu kelimeyi “beyrem” şekline çevirdiğini
ve günümüzde de “bayram” olarak kullanıldığını öğreniyoruz (Kaşgarlı Mahmûd
1939 1941:I, III, 480 176).
TDK Türkçe Sözlüğü festival için dört
ayrı karşılık vermiş. İlk önce “Dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı
veya niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi” festival
olarak tanımlanmış. Ardından sinema ve tiyatro ile ilişkili anlam verilerek “Belli
bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi sonunda ödül,
derece verilmesi biçiminde düzenlenen ulusal veya uluslararası gösteri dizisi,
şenlik” festival olarak tanımlanmış. Üçüncü anlam ise daha çok yerel
yönetimlerce düzenlenen "Kiraz festivali" gibi etkinliklere atıfta
bulunularak “Bir bölgenin en ünlü ürünü
için yapılan gösteri, şenlik” şeklinde bir açıklamaya yer verilmiş. Son olarak
“Düzensiz toplantı, curcuna” da festival kapsamında değerlendirilmiş (TDK
Türkçe Sözlük 2014: URL).
Festival geleneği ve türleri
Bilgi ve iletişim ağının
yoğunlaşması ile birlikte, somut olmayan kültürel mirasların kültürler
arasındaki dolaşımı da hız kazanmış; festival gelenekleri benzer özelliklere
bürünmeye başlamıştır. Türkler arasında düzenlenen festival geleneğinin Hunlardan
beri bayram ve şenlik gibi adlar altında devam ettirilerek günümüze kadar
getirildiği biliniyor. Hatta düzenlenen etkinliklerde kimi protokol
kurallarının uygulandığı anlatılıyor (Mandaloğlu 2012: 214). Tarihi kayıtlara bakınca,
Batılı ülkelerdeki festival geleneği de en az Türklerin sürdürdüğü gelenekler
kadar eski olduğu görülüyor. Dolayısıyla festivaller, şenlikler v.d. somut
olmayan kültürel mirasın yerel ve evrensel düzeylerde tanıtılması ve gelecek
kuşaklara aktarılması için önemli birer köprü görevi de görüyor.
Öte yandan, dünyada gelir
kaynaklarının sıralanmasında turizmin en hızlı gelişen alanlar arasında olduğu
bilinmektedir. Dolayısı ile ülkeler ve şehirler olimpiyatlar, dünya kupaları ve
uluslararası fuarlar gibi etkinliklerin organizasyonu için önemli bir rekabet
halindedir.
Batılı toplumların geleneği
olarak görülen pek çok kültürel ögenin, aslında Türklerin toplumsal ve sosyal
hayatında da yaygın olarak görüldüğünü; dolayısıyla ulusların kültür ve
medeniyetlerinin içinde yaşadıkları coğrafyaların etkisiyle şekillendiğini ve bunun
zamanla yaşam biçimine dönüştüğü gözlenmektedir. Aşağıda coğrafya, kültür ve
ulus ayırımı yapılmaksızın tespit edilen etkinlik türlerine örnekler
verilmiştir.
- Bütün kültürlerde takvime bağlı olarak görülen yeni yıl, gün dönümü gibi eğlencelerin bizim kültürümüzde de yılbaşı, nevruz, bağ bozumu gibi adlarla yaşatıldığını görmek mümkündür.
- Baharın gelişi Türk halkları tarafından Nevruz, Bahar Bayramı gibi adlarla anılmaktadır (Pirverdioğlu 2002: 44). Aynı şekilde Batı kültüründe de doğanın uyanması, bitkilerin yeşermesiyle gibi vesilelerle bir dizi etkinlik (Natur- und Vegetationsfeste (Frühlingsfeste, Erntedankfeste) düzenlenmektedir.
- Dünyanın hemen her yerinde siyasal nedenlere bağlı olarak kuruluş, kurtuluş bayramları ile ilişkilendirilen şenlikler, eğlenceler düzenlenmektedir.
- Dini bayramlar sadece İslam âlemine özgü değildir. Noel, paskalya ve diğer kutsal günler için şenlikler, eğlenceler düzenlenmektedir. Bu şenlikler sadece İbrahimi dinlerle de sınırlı değildir.
- Batılıların »Mundus inversus«-Şenlikleri olarak adlandırdığı, adeta dünyanın altını üstüne getiren karnaval gibi şenlikler hemen her coğrafyada düzenlenmektedir. Bu organizasyonların kimi dini, kimi ticari amaçlı olup; önemli iktisadi turizm girdilerinin sağlanmasına ve sosyal, kültürel kazanımların elde edilmesine yardımcı olmaktadır.
- Diploma törenleri, ergenlikten çıkışın kutlanması gibi özel günlerde de etkinlikler düzenlenip, hediyeler verilmektedir. Türklerde hayatın her aşamasında hediye alma, hediye verme geleneği vardır. Potlaç adı verilen ve günümüzde şekil değiştiren bir geleneğe göre ev sahibi önemli bir nedene dayandırdığı ziyafet verir, ardından davet sahibinin hazırladığı hediyeler konuklar tarafından alınıp götürülür ve davet sona erer. Geri kalan, alınmayan hediyeler de imha edilir (Gökalp 1976: 74).
- Söz, nişan, düğün, nikâh gibi insan hayatının özel anları da şenlikler ve eğlencelerle kutlanır. Bu kutlama etkinliklerinin kalıcı anılara dönüştürülmesi, bu etkinliklere katılanlar için çekim ögesi olarak kullanılmasına bağlıdır.
- Cadılar bayramı, kadınlar günü, anneler günü gibi kadını odak noktasına alan, iktisadi hareketlenmeyi teşvik eden etkinlikler de şenlik vesilesi yapılabilmektedir.
- Ölümlerle ilgili organizasyonlar da turizm etkinlikleri kapsamına alınabilir. Vefat eden birinin geride kalan yakınlarının kaybettikleri kişi ile ilgili duygularını dışa vurdukları, dini veya sosyal organizasyonlar düzenlenmektedir. Batı kültüründe ölüm etkinlikleri (Totenfeste -Allerseelen, Gedenktage) olarak adlandırılan bu durum Türklerin tarih boyunca ölülerine saygı göstergesi olarak düzenlediği etkinliklerdir ve İslamiyetten önceki dönemde ölü gömme veya yas töreni olarak adlandırılan yoğ törenleri düzenlenmekteydi. Bu törenler canlandırılabilir; dini ritüellerle desteklenebilir.
- Doğum günü gibi kişisel etkinlikler de gerçekleştirilmekte; bu etkinliklerin turizm faaliyetleri kapsamında planlanması düşünülebilir.
- Tiyatro, konser gibi etkinlikler.
- Edebiyat günleri, kitap fuarları.
- Ziyaretçilerin de etkin olarak katılabildiği veya katılamadığı sergiler ve yılaşırı sanat etkinlikleri (bienalleri).
- İstanbul Shopping Fest 2014 gibi iktisadi canlanmaya yönelik dönemsel satış etkinlikleri.
- Açık kapı günleri ve ziyaretçilerin de etkin olarak katılabileceği kermes gibi etkinlikler.
- Ramazan şenlikleri, ortaoyunu, gölge oyunu gibi unutulmaya yüz tutan değerlerin canlandırılması ve yeniden, yeni formatlarla sunulması.
- Bilindiği gibi, en az iki aşığın dinleyici huzurunda veya herhangi bir yerde karşı karşıya gelerek, birbirlerini sazda ve sözde belli prensipler içinde denemeleri esasına dayanan aşıklık geleneği de festival, şenlik kapsamında değerlendirilebilir (Artun 2013: 1).
Yukarıda sayılan etkinlik
türlerinin artırılması mümkündür. Burada önemli olan her bir etkinliğin
planlanması, yönetilmesi ve amaca uygun şekilde sonuçlandırılmasıdır. Bu da ayrı
bir uzmanlık ve eğitim alanı olan etkinlik yönetimi (event management) adlı
eğitimin alınmasını gerektirir.
Festivalin Çekim Ögesi Olarak Kullanılması
1950 yılında uluslararası turist
varışları 25 milyon iken, 2011 yılına gelindiğinde, bu rakamın 980 milyona yükseldiği
ve 2030 yılında da 1,8 milyara ulaşacağı öngörülmektedir (Bkz. TÜROFED 2014: 4).
Dünya Turizm Örgütü’nün dünya turizminin gelişimi konusundaki uzun vadeli
öngörüsünde; 2020 yılına kadar uluslararası seyahatin yaklaşık % 4,1’lik bir
hızla büyüyeceği ve tüm dünyada uluslararası turist varışlarının 1,6 milyara ulaşacağı
ve 2030 yılına değin 1,8 milyarı geçeceği beklenmektedir (UNWTO, 2013: 2).
Festivaller daha çok “yerel bir
topluluk tarafından tarihi önceden belirlenmiş ve yörenin simgesi haline
gelerek gelenekselleşmiş ve sürekliliği sağlanarak toplumun kolektif belleğinde
yer alan etkinlikler” (Küçük 2013: 3) haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu
etkinlikler, kültürel turizm etkinlikleri kapsamında yer alan halk dansları
gösterimleri, konserler, sportif etkinlikler, özel ilgi turizmi ile
desteklenmektedir. Bu öngörüden yola çıkarak pek çok şehrin yöneticisi,
şehirlerine özgü fuarlar, festivaller, kültür ya da sportif organizasyonları düzenlemektedir
(Özdemir, 2008: 33).
Bu bağlamda, Türkiye’de her yıl
pek çok kutlama, festival, fuar, vb. etkinlik düzenlenmektedir. Bunlardan bir
kısmı şunlardır: Bolu Beyaz Et Festivali, Mengen Aşçılık Festivali, Manisa
Mesir Şenlikleri, Afyon Zafer Şenlikleri, Trabzon Fetih Şenlikleri, İzmir
Kurtuluş Şenlikleri, İstanbul Caz Festivali, Antalya Film Festivali, Akşehir
Nasrettin Hoca Festivali, Pamukkale Festivali, Tekirdağ Kiraz Festivali, Ordu
Altın Fındık Festivali (Küçük, 2012: 14), Eskişehir Film Festivali (Akoğlan
Kozak ve Gül 2006); İzmir Selçuk ve Pınarbaşı Deve Güreşi Festivali, Bursa
Karagöz Festivali, Silifke Festivali (Çulha, 2008: 1833) gibi etkinlikler örnek
olarak sayılabilir.
Bu festivallerin yerel boyutta
düzenlenenlerin yanı sıra uluslararası boyutlarda düzenlenen New York, Londra,
Tokyo, Berlin ve Paris gibi önemli metropollerin büyük konser salonları ve
dünyanın en önemli festivallerinde sahneye çıkan müthiş virtüözleri, dev
orkestraların önde gelen solistlerini uluslararası klasik müzik takvimleriyle
aynı anda İstanbul’a sunulan İstanbul Resitalleri, elli yılı geride bırakan Uluslararası
Troia Antik Kenti Festivali, Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri
olan Akbank Caz Festivali, Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı
gibi başarılı örnekler de sayılabilir.
Etkinliklerin sürdürülebilir turizm hareketine dönüştürülmesi
Dünya Turizm Örgütü (DTÖ)’ne göre
sürdürülebilir turizm; “insanın etkileşim içinde bulunduğu çevrenin bozulmadan
korunarak kültürel bütünlüğün, çevreyle ilgili süreçlerin, biyolojik
çeşitliliğin ve yaşamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda
tüm kaynakların ev sahibi bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal
ve estetik ihtiyaçlarını doyuracak şekilde ve gelecek nesillerin de aynı
ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri biçiminde yönetildiği bir kalkınma şeklidir
(Sarkım, 2008: 4). Dolayısıyla festival ve benzeri kültürel etkinlikler bir
yandan dünya insanları arasındaki barışı ve dostluğu pekiştirirken, öte yandan
yeni kültürlere ve yaşamlara duyulan ilgiyi uyandırarak insanları yeni yerler
görmeye teşvik etmektedir (Tayfun ve Arslan, 2013: 193).
Turizm etkinliklerinin düzenlenen
bölgeye ekonomik, sosyal ve iktisadi getirisinin olabilmesi için
sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekir. Sürdürülebilirlik kısaca daimi olma
yeteneği olarak tanımlanabilir. Bu da ancak iyi işleyen bir kurumsal yönetim,
kalifiye insan kaynağı, paydaşlar ile gerçekleştirilen uyumlu işbirliği,
çevrenin korunması, yapılan projenin toplumsal ve kültürel hayata iktisadi
getirisi ile mümkün olabilir.
Kültürel değerlerin festivaller,
şenlikler gibi etkinlikler üzerinden tanıtımı için yerelden evrensele uzanan
bir süreç izlenmektedir. Bu süreç, popüler kültürden başlayıp gölge oyunu,
meddah gibi unutulmaya yüz tutan değerlere kadar, geniş bir yelpazeye
yayılmakta; kültürel değerlerin tanıtımında önemli roller üstlenmektedir. Bu
tür etkinlikler, modernite ile postmodernite arasında kendini konumlandırma
konusunda zihinsel bulanıklık yaşayan genç kuşaklara yol gösterici olur; eski
ile yeni arasında bağ kurulmasına yardımcı olur ve sonuçta bütün çalışmaların
belli bir amaca bağlı olarak planlanması ve hayata geçirilmesi ile sağlanacak
katma değerlerin yerel ve ulusal kalkınmaya önemli katkılar sağlaması
beklenebilir.
Çözüm Odaklı Öneriler
Avrupa Komisyonu’nun Şubat,
2014’te yayınlamış olduğu ve değişik demografik özelliklere sahip 31.122
kişiyle telefon vasıtasıyla gerçekleştirilen araştırma sonuçlarının yer aldığı
“Flash Eurobarometer 392, Preferences of Europeans towards Tourism” raporuna
göre, Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşlarının 2013 yılına dair geçmiş ve 2014
yılına yönelik gelecek tatil ve turizm tercihleri sorgulandığında, görüşülen
kişilerin yaklaşık % 50’si 2013 yılında deniz/güneş/kum amaçlı olarak arkadaş
veya akrabalarıyla birlikte seyahat ettiği anlaşılmıştır (TÜROFED 2014: 11). Dolayısıyla
eğlence, dinlence amaçlı turizm hareketliliğinin diğer turistik hareket
alanlarına göre artışa devam edeceği de öngörülebilir bir durumdur.
Bu bağlamda, yerel ekonomiyi
kalkındırma düşüncesinin, insanı ve aileyi odak noktasına alması ve bu
önceliğin bütün yerel paydaşlar tarafından benimsenmesi ve güç birliği
yapılarak yerel rekabetin güçlendirilmesinin sağlanması şeklinde ele alınması
gerekir. Yerel yönetimlerin insanı merkeze alan vizyon ve hedeflerini
gerçekleştirebilmesi için şu dört temel stratejinin izlenmesi önerilmektedir: Özel
sektörün belediyeye olan güvenini artırmak, yerel rekabet avantajlarını
belirleyerek bu avantajları kullanmak, yatırım temelli sürdürülebilir kalkınma
programları hazırlamak, yerel düzeyde yatırımları ve dolayısıyla girişimcileri
desteklemek (Gürler Hazman, 2011: 145).
Festivaller, şenlikler ve panayır
gibi etkinlikler ülkemizde ve dünyada hemen her yere yayılmış; artık geniş halk
kitleleri tarafından da kanıksanmış durumdadır. Günümüzde fuar, festival,
pazar, kutlama, tören, yıldönümü, spor faaliyetleri ya da hayırseverlik gibi
adlar altında düzenlenen etkinlikler, alanın doğrudan ilgilendirdiği hedef
kitlelerin ilgi alanı dışına çıkmaya başlamış; organizasyon bozuklukları gibi
değişik nedenlerden dolayı halkın katılımında göreceli bir azalma
gözlenmektedir. Düzenlenen etkinliklerin birer çekim ögesine dönüştürülmesi
için organizasyonun bütün aşamalarda yetkin uzmanların görevlendirilmesi ve
bütün paydaşların destek vermesi gerekmektedir.
Kültür turizminin etki alanları
sıralandığında ekonomik, ekolojik ve sosyo kültürel etkileri de içine aldığı
görülmektedir. Bu kazanımların elde edilebilmesi için, pazarlanacak ürünün
seçimi, tanıtımı, pazarlaması ve kalite standardının korunması gerekmektedir.
Pazarlama stratejileri bakımından ise konukların doğru bilgilendirilmesi,
yönlendirilmesi, iyi planlanmış etkinliklerin hedef kitlenin beklentilerine
göre doğru seçilmesi ve satışı pazarlama yönetimi üzerinde kar-hizmet oranının
iyi ayarlanması gerekmektedir.
Kültürel değerlerin turizme
kazandırılabilmesi için tarihi ören yerlerinin, tarihi yapıların turistik
etkinliklere açılması; park ve bahçelerin turistik çekim merkezine
dönüştürülmesi; kilise, cami, saat kulesi gibi alanların turizme kazandırılması;
askeri bölgelerin ve savaş alanlarının açık hava müzelerine dönüştürülmesi;
anıtların ve şehitliklerin yanı sıra cezaevlerinin ve benzeri diğer mekânların
turistik çekim merkezine dönüştürülmesi düşünülebilir (Bkz.: Steinecke 2007).
Bilindiği gibi, Türkiye’de
âşıklık geleneğinde belli yörelerde “karşılama”, “deyişme”, “atışma” veya
“karşıberi” gibi adlar altında toplanan sistemli deyişmeler; en az iki âşığın
dinleyici huzurunda veya herhangi bir yerde karşı karşıya gelerek, birbirlerini
sazda ve sözde belli prensipler içinde denemeleri esasına dayanmaktadır (Günay,
1993: 47’den Artun 2013: 1).
Türkiye’de yaşayan Türk
edebiyatının önde gelen yazarları ile okuyucuların bir araya geleceği edebiyat
günleri, atelye çalışmaları yapılabilir. Bu etkinliklerden bağımsız olarak
düzenlenen kitap fuarları ve imza günlerine ilave olarak, batılı kültürlerde
yazarların yaptığı okuma günlerine benzer şekilde, canlandırmalar yapılabilir
ve geçmişte kahvehanelerde yapılırken günümüzde unutulmaya yüz tutmuş “hikâye
anlatma geleneği” yeniden gündeme getirilebilir (Bkz.: Başgöz 2013).
Tek merkezden yönetilecek şekilde
organize edilen bir Türkiye festival haberleri ve etkinlik portali
oluşturulmalı, her bir etkinlikle ilgili bilgilerin bu portalda yayımlanması
yükümlülüğü getirilmelidir.
Turizm faaliyetleri ve festival etkinlikleri
konusunda yerel esnaf eğitim yoluyla bilinçlendirilmeli ve etkinliklere katılımına
önem ve öncelik verilmelidir. Bunun için de gerekli mali ve manevi teşvikler
yoluyla festivali benimsenmesi ve sahiplenilmesi sağlanmalıdır.
Yöresel tanıma yönelik olarak düzenlenen
festivallerde teşhir edilecek ürünlerin niteliği belirlenmeli; standartları
önceden belirlenen türlerin tasnifi yapılmalı; yöresel kültüre ait olan
değerlerin turistik değer haline getirilebilmesi için projeler hazırlanmalı ve
proje çıktılarının ticari ürünlere dönüşerek yerel bütçelere katkı sağlamasına
yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Geçmişin toylarından kazandığı
deneyimle geleceğin festivallerine ev sahipliği yapmaya hazırlanan güzel İzmir,
gün batımının en güzelini gören gözlerin sahiplerinin senin gök kubbenin
altında yaşarken kâh zaman unuttuğu, kâh sıradanlaştırdığı değerleri anlatabilmek
için kelimeler kifayetsiz kalır. Hayatın bu şehirde yaşayanlarla aynı havayı
teneffüs edince ayrı bir anlam kazanacağını söylemek isterim.
---
Bu çalışma Turistik Çeşme Gazetesi adına Başak Yasemin Arel tarafından hazırlanan Turizm Geliştirme-Araştırma Dosyası için hazırlanmıştır.
---
Bu çalışma Turistik Çeşme Gazetesi adına Başak Yasemin Arel tarafından hazırlanan Turizm Geliştirme-Araştırma Dosyası için hazırlanmıştır.
Kaynakça:
Akoğlan-Kozak, M. ve E. Gül
(2006). “Festival Turizmi ve Uluslararası Eskişehir Festivali”. Eskişehir
Ticaret Odası Dergisi, 23. Yıl, S.101, s.79.
Artun, E. (2013). Çukurova
Âşıklık Geleneğinde Atışma. Folklor-Edebiyat (2013/3), s. 73-116. URL: http://turkoloji.cu.edu.tr/HALK%20EDEBIYATI/erman_artun_cukurova_atisma.pdf
(son erişim: 21.10.2014).
Başgöz, İ. (2013). İran
Azerbaycan’ında Türk Hikâye Anlatma Geleneği. Çev.: F. Özdamar. Türk Dünyası
İncelemeleri Dergisi /Journal of Turkish World Studies, XII/2 (Kış 2013),
s.371-386. URL: http://www.egeweb.ege.edu.tr/tdid/files/dergi_13_2/27_ilhanbasgoz.pdf
(son erişim: 21.10.2014).
Çakır, M. (2009). Festival
Turizmi. TÜROFED: Festival Turizmi Özel Sayısı. Şubat (2009). S. 29. ss. 88-90.
Çulha, O. “Kültür Turizmi Kapsamında
Destekleyici Turistik Ürün Olarak Deve Güreşi Festivalleri Üzerine Bir Alan
Çalışması”, Yaşar Üniversitesi Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 12, 2008, s.1827-1852.
Gebhardt, W. (1987). Fest,
Feier und Alltag. Über die gesellschaftliche Wirklichkeit des Menschen und ihre
Deutung. Frankfurt / Bern / New York / Paris: Peter Lang.
Gökalp, Z. (1976), Türk
Medeniyeti Tarihi, Haz: İsmail Aka-Kazım Yaşar Kopraman. İstanbul: Kültür
Bakanlığı Yayınları.
“Günay, U. (1993), 17. yy Saz
Şairi Karacaoğlan’la ilgili Bir Değerlendirme 2, Uluslararası Çukurova Halk
Kültürü Sempozyumu Bildirileri, Adana”, s. 47’den aktaran Artun, E.
Gürler Hazman, G. (2011).
Türkiye’de Yerel Düzeyde Kalkınma Hedefi ve Belediyeler. 1. Baskı. Ankara: Seçkin Yayınevi.
Kaşgarlı Mahmûd, Divanü'l-Lugati't-Türk,
I-III, Ankara 1939-41.
Küçük, M. (2013). Kültür Turizmi
Kapsamında Yer Alan Festival Etkinliklerinin Yerel Kalkınmaya Katkısı:
Uluslararası Beyşehir Göl Festivali Üzerine Bir Araştırma. KOP Bölgesi Üniversiteler Birliği (UNİKOP) Bölgesel Kalkınma Sempozyumu
14-16 Kasım 2013 Konya. URL: http://unikop.org/makale/KS13-4-02.pdf (son
erişim: 21.10.2014).
Küçük, M. (2012). “Turizmin Yerel
Kalkınmaya Etkisi: Ankara Kızılcahamam Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi. Ankara: Atılım Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü.
Mandaloğlu, M. (2012).
İslamiyetten Önce Türklerde Toplantı ve Törenler. Türkiye Sosyal Araştırmalar
Dergisi. Yıl 16. S. 2, ss. 211-232. URL: http://www.tsadergisi.org/Makaleler/1380561632_Bolum12.pdf
(son erişim: 21.10.2014).
Özdemir, G. (2008). Destinasyon
Pazarlaması, Ankara: Detay Yayıncılık.
Pirverdioğlu, A. (2002). Türklerde
Yılbaşı ve Bahar Geleneği, Türkler,
Cilt III, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları.
Sarkım, M. (2008). Değişen
Seyahat Eğilimleri Kapsamında Sürdürülebilir Turizm Anlayışının Turizm
Politikaları Üzerine Etkileri, 2. Ulusal İktisat Kongresi, 20-22 Şubat 2008,
İzmir.
Steinecke, A. (2007).
Kulturtourismus: Marktstrukturen, Fallstudien, Perspektiven. München/Wien:
Oldenbourg Verlag.
Tayfun, A., Arslan, E. (2013)
Festival Turizmi Kapsamında Yerli Turistlerin Ankara Alışveriş Festivali’nden
Memnuniyetleri Üzerine Bir Araştırma, İşletme
Araştırmaları Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 2, ss.191-206.
TDK Türkçe Sözlük. URL: www.tdk.gov.tr.
(son erişim: 21.10.2014).
TÜROFED (Yay.). (2014). Türofed
Turizm Raporu. Yıl 4. S. 8. URL: http://www.turofed.org.tr/PDF/DergiTr/Turizm_Raporu-TUROFED%20RAPOR.pdf
(son erişim: 21.10.2014).
UNWTO–World Tourism Organization
(2013), Tourism Highlights, 2013 Ed, (http://mkt.unwto.org/en/publication/unwto-tourism-highlights-2013-edition)
(son erişim: 21.10.2014).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder