Herkes çocuğuna sahip olduğu imkânların
en iyisini sunmaya çalışıyor. Kendince “yemeyip yedirmeye, giymeyip giydirmeye”
çalışırken de “çok iyi” bir anne veya baba olmaya gayret ediyor. Bu süreçte oynanan
anne veya baba rolü, “çocuğun istediği” anne veya baba rolü mü? En iyi anne
veya en iyi baba rolünü yerine getirirken en güzel giysilerin veya en pahalı
oyuncakların alınması değil konu. Yanı sıra çocukla ilgili birbirinden güzel gelecek
hayalleri de kuruluyor. Bu kısa yazıyla, kurulan hayallere ulaşabilmek için kaçınılmayan
maddi fedakârlıkların yanı sıra anne veya baba olarak yerine getirilmesi
gereken bazı ufak davranışlar söz konusu edilecek.
Çocuklar için kurulan hayalleri
gerçeğe dönüştürmek için çıkılan yolda yer yer molalar verip dinlenmek, geride bırakılan
başarılar ile gelecek için koyulan ulaşılabilir hedeflerin gerçekçi bir bakış
açısıyla gözden geçirilmesi, değerlendirilmesi hem çocuğa hem de aileye iyi
gelir. Gerçekçi olmayan, ulaşılamayan hedefler, sahibini hayal kırıklıklarıyla,
telafisi emek gerektiren bir yola götürür. Dolayısı ile yolculuğa çıkmadan önce
nasıl hazırlık yapılırsa, çocukların geleceğine yönelik planlama yaparken de aynı
titizlikle gerçekçi bir yol haritası oluşturmak gerekir.
Hazırlıklar tamamlanıp yola çıkılırken,
yol arkadaşlarının yani öğretmenlerin ve okulun iyi seçilmesinde sayısız yarar
vardır. Çünkü çocuğu kurulan hayallere ulaştıracak en önemli yardımcı öğretmenlerdir.
Onlar iyi iletişim kurulduğunda, doğru seçilmiş birer yol gösterici, faydalı
birer rehberdir. Çocuğun okul başarısını takip ederken, veliler olarak onlarla
yakın, yapıcı ve sorunlara çözüm odaklı bir ilişki kurmakta sayısız yararlar
vardır. Öğretmenlerle kurulacak olumlu ilişkiler, çocuğun okul başarısının
yönetilmesi için de yol göstericidir.
O nedenle veli toplantıları
öğretmenle kurulacak en kestirme yoldur. Öğretmenle görüşmeye gitmeden önce iyi
bir hazırlık yapılmasında yarar vardır. Bu hazırlık, çocuk okuldan geldikten
sonra, verilen ev ödevlerinin takibi, işlenen konuların ve çocuğun akademik
gelişiminin takip edilmesi ve anlaşılmayan konuların, öğretmene yöneltilecek
soruların not alınması şeklinde dönem boyunca yapılabilir.
Bu demek oluyor ki çocuğun okul
başarısının gelişim sürecinin takip edilmesi gerekir. Çocuğun okul başarısını
ya da başarısızlığını abartmamak, başka çocuklarla kıyaslama yapmadan takip
etmek, sorunlar akut hale dönmeden tedbir almak gerekir. Başarı bir çocuğun
başladığı nokta ile geldiği nokta arasındaki olumlu farktır. Başkaları ile
kıyaslanan çocuğun psikolojisi bozulur; duygu dünyasında git gel yaşar.
Başkaları ile yarıştırılan çocuk, yetişkin olduğunda da yarışmayı bırakmaz. Yarışmacı
zihniyet, yaşam biçimine dönüşür. Yetişkin olduğunda ya arabasının modelini
yarıştırır, ya aldığı maaşı yarıştırır; gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler
koyulmayınca veya yarışmaktan yorulup bitap düşünce, geriye kalan yaralı bir
ruhun teslim aldığı yarım kalan hayatlar olur.
Öğretmenle yapılan veli
görüşmesinde ele alınması gereken bir diğer konu da okulun veliden veya
öğrenciden beklentilerinin tam olarak ne olduğudur. Çocuğun öğrenme sürecinde
olumlu bir gelişme var mı? Çocuk öğrenmeyi öğrenmiş mi? Bu durumun takip edilmesi
ve öğretmenle istişare edilmesi gerekir. Öğrenmeyi bilmeyen çocuğun okul
başarısı yaşıtlarına göre göreceli olarak geriden gelir. Bavyera okul sistemi
içinde öğrencinin çalışma ve öğrenmeye yönelik tutumu (Lern- und
Arbeitsverhalten) da önem verilen hususlardan biridir.
Çocuğun aile çevresi dışına
çıktığında öğretmenleri ve arkadaşları ile ilişkileri de özellikle takip
edilmesi gereken durumlardan biridir. Okul başarısı derken sadece derslerden
aldığı notlar değil; toplumsal ve sosyal hayatın içindeki hal ve gidişatı
(Sozialverhalten) da önemlidir. Aile içinde paşa olarak yetiştirilen çocuğun,
toplumsal hayatta yurttaş olmakta zorlanmaması için gerekli tedbiri almak;
başta ailenin, sonra da okulun ve öğretmenin görev ve sorumlulukları
arasındadır. Okul idaresi, öğretmen ve veli işbirliği sorunlu çocukların
topluma kazandırılabilmesi için bu noktada önem kazanmaktadır.
Öğrencinin ilkokula kayıt
yaptırdıktan sonraki ilk üç yıl boyunca gelişimi yukarıda sayılan hususlar
üzerinden gözlenir ve karneye not değil, gözlem ve değerlendirme sonuçları
yazılır. Takip eden 3. ve 4. sınıflarda Almanca, Matematik, Hayat ve Yurttaşlık
Bilgisi derslerinden alınan notlar sınıf geçmeye ve bir üst eğitim kurumunun
belirlenmesine etki eder. Bu derslerden alınan notların ortalaması 2,33 olması
halinde Gymnasium (üniversite veya akademik eğitime hazırlayan ortaokul ve
lise), 2,66 ise Realschule (mesleğe hazırlayan üst eğitim basamağı), 3,00 ise
Mittelschule türündeki okula yönlendirilir. Genel olarak not ortalaması 2,00
olan öğrencilerin velisi ile Mayıs veya Haziran ayında bir toplantı yapılır ve
çocuğun gideceği üst eğitim kurumu belirlenir. Nihai karar aileye bırakılır.
Bu aşamada veli olarak çocuğun
gelişimi izlenmeli, özel notlar tutulmalı ve veli görüşme saatlerine hazırlıklı
gidilmelidir. Yapılan görüşmede her bir kritik sorunun cevabı öğrenilmeye çalışılmalıdır.
Bu görüşmede gündeme getirilen sorular, öğretmene hesap sormak şeklinde değil de
çocuğun başarısını yönlendirmek için öğretmenin görüş ve önerilerinden istifade
etmek için yapıldığı unutulmamalı; bu duygu öğretmene hissettirmeli, ilişkiler
bu mantık üzerine kurulmalıdır.
Yıl içindeki veli öğretmen
görüşmesinin amacı da çocuğun akademik ve sosyal gelişiminin öğretmen ile
velinin birlikte değerlendirmesi ve varsa öğrencinin eksiklerinin birlikte
tespit edilerek, önceden tedbir alınmasıdır. Dolayısı ile veli görüşmesi saati,
hem öğretmene he de veliye çocuğun gelişimini değerlendirmek için verilmiş bir fırsat
olarak görülmelidir. Bu görüşmelerde ne öğretmenin ne de velinin birbirine
şirin görünme gibi bir derdi yoktur; aksine konuşulanlardan karşılıklı
çıkarılabilecek olumlu dersler vardır. Konuşmada ele alınan konular ve
eleştiriler kişisel olarak algılanmamalı ve çözüm odaklı düşünülmelidir.
Veliler ile öğretmenin karşılıklı görüş alış verişi için bir araya gelmesinden
amaç birbirlerini suçlamak değil; çocuğun gelişimi için olası sorunlara önceden
çözüm üreterek tedbir almaktır ve bu ilişkiyi sürdürülebilir tutmaktır. Bu
görüşmelere dil engeli nedeniyle katılmak istemeyen velilere, önceden haber
vermeleri halinde tercüman desteği verilmektedir.
Çocukların gelecek aydınlık
günleri için yemeden içmeden mahrum kalınıyorsa, yoklar var edilmeye
çalışılıyorsa; iş işten geçmeden, karar verin ve sorunun değil; çözümün bir
parçası olun. Eğitime yatırım yapın.
Not: Bu yazı Post Atüel Gazetesi
Aralık 2019 sayısında yayımlanmıştır.
Mustafa Çakır (2019). İş işten geçmeden. Post Aktüel Gazetesi. Aralık 2019, s.20.
Mustafa Çakır (2019). İş işten geçmeden. Post Aktüel Gazetesi. Aralık 2019, s.20.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder